logo

Deniz Gezmiş mezarından kalksın görsün; “Üsleri kapatmak hesap kitap işi”ymiş!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Ne hakaretler işittik..

Ne iftiralara maruz kaldık..

Amerikancılıkla suçlandık.

İngiliz muhibbanlığı ile mahkum edildik.

Vatanımızı, yabancılara peşkeş çekmekle itham edildik.

Kimi zaman salt Kemalistler.. Kimi zaman onlarla işbirliği içinde olan solaklar..

Bu ülkenin dindar çocuklarına, olmadık yalanlarla saldırdılar.

Ne imiş?

Onlar, “Tam bağımsız Türkiye” istiyorlarmış.

Sanki biz de, “ABD’nin uydusu olalım” diyormuşuz gibi..

Onlar, “Yabancı üslere hayır” diyorlarmış.

Sanki biz de, “Aman İncirlik Üssü’nün yanıbaşına bir yabancı üs daha kurulsun.. Bir tanesi yetmez. Türkiye yabancı üslerle dolsun” diyormuşuz gibi..

Onlar, “NATO defol” diyorlarmış.

Sanki biz de, “NATO, bizim koruyucu kalkanımızdır. Biz NATO’suz ne yapabiliriz ki” diyormuşuz gibi..

1960’lı yıllarda da.. 1970’li yıllarda da.. 12 Eylül sonrasında da..

Bugün de..

Dindar insanların hepsinin ortak arzusu, Türkiye’nin bağımsız olmasıdır.

Hele hele..

Emperlayist devletlerden, ABD’den, İngiltere’den, Avrupa Birliği’nden; hatta Rusya’dan ve Çin’den tam bağımsız olmasıdır..

Bunun doğal sonucu, yabancı üsleri istemeyiz..

“Tam bağımsız Türkiye”nin zorunlu sonucu, NATO’ya karşıyız..

Ama bu söylemlerle halkın karşısına çıkan solaklar ise..

Her ciddi fırsatta..

Bu söylemlerinden tornistan etmişlerdir..

1960’lı yılların sonunda, Kabataş sahillerinde 6. Filo’ya “Go home” pankartı açanlar..

Aynı zamanda dindar vatandaşlarımıza da hakaretler edince..

Müslümanlar tepkilerini koydular..

O tepkinin adı, “Müslümanlara hakarete cevap” değil de..

“ABD askerine karşı çıkan solculara tepki” olarak yansıtıldı..

Uzun süreli olmasa da..

Solcular da, bu ülkede iktidara geldi.

Ama ne yazık ki, bu söylemlerini gerçekleştirme yolunda, küçücük bir adımlarını göremedik.

Şimdi dindarların iktidarında..

ABD’nin kendi kendisine ilan ettiği yaptırımlar delinmeye kalkışılınca..

Bugün 6. yıldönümü olan 17 Aralık operasyonunu yaşadık..

Solcular uyanmadı..

“Bu bir ABD oyunudur” demediler..

“Vurun dindar AK Parti yönetimine” dediler..

ABD ile birlikte hareket ettiler.

ABD’nin kuklası, FETÖ ile birlikte hareket ettiler..

Solcuların; devlette görev başında iken değil de..

Henüz daha resmi bir görevleri yok iken..

Şu üniversitede, bu üniversitede öğrenci iken attıkları sloganlar..

“NATO üsleri kapatılsın” istekleri..

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, ilk defa resmi görevliler tarafından..

Dindar yöneticiler tarafından dillendiriliyor..

Solaklar çıkıp da, “Hay Allah sizden razı olsun. Biz edebiyatını yaptık.. Siz bunu gerçekleştirme yolunda ciddi adımlar atıyorsunuz.” demeleri gerekir iken..

Tam da..

İran’a yaptırım uygulamaya kalkan ABD’nin ipliğini 2012-2013’te nasıl pazara çıkardı isek..

Onun için de, 17 Aralık 2013 emniyet darbesi ile karşı karşıya kaldı isek..

Şimdi de..

Sözde Ermeni soykırımını kabul eden ABD senatosu kararı sonrasında..

Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Tayyip Erdoğan, “Gerekirse İncirlik’i, Kürecik’i kapatırız” deyince..

ABD’den önce..

İçimizdeki solaklar ayaklandılar..

Şaka yapmıyorum..

Ciddiyim..

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bakın İncirlik ve Kürecik’in kapatılması ihtimaline karşı dün ne dedi:

“Türkiye’nin üsleridir bu üsler ve Türkiye’nin kararıyla kapatılabilir ama bunların hepsi bir hesap kitap işidir.”

Yaa..

Gördünüz mü hesabı..

Gördünüz mü, gizli kitabı..

Sokaklarda bağır..

“Yabancı üslere hayır” de..

“Tam bağımsız Türkiye” diye haykır..

Sonra..

Kendin yapamamışsın..

Dindar bir cumhurbaşkanı gelmiş..

Hemen bugünden yarına kapatabileceğini ben de sanmıyorum ama..

Lafını bile ettiği an..

Solcu partinin sözcüsü kafayı çıkarıp, itiraz ediyor:

“Hesap kitap işi!”

Adamlar Ermeni soykırımı diye bir iftirayı Türkiye’nin boynuna dolamaya kalkışıyor.

“Hesap kitap işi” demiyor.

Temsilciler Meclisi kararı veriyor.

Cumhuriyetçisi ile, Demokratı ile..

Senato kararı onaylıyor.

Cumhuriyetçisi ile Demokratı ile..

Ama Türkiye’ye gelince..

AK Parti “Olabilir” deyince..

CHP hemen “Destekliyoruz” diyeceğine..

Kafayı çıkartıp..

“Biraz hesap kitap yapalım” diyor..

Yapın, yapın..

Siz biraz “hesap kitap” yapın..

“Ne alırız, daha başka neler veririz”in ince hesaplarını yapın..

Daha fazlasını da söylüyor Faik Öztrak.

Söylüyor da..

Tayyip Erdoğan’a mı, yoksa Deniz Gezmiş’e mi söylüyor, anlaşılmıyor:

“Bunlar öyle söylenerek, bağırarak, çağırarak, ‘Ey’ diye yapılacak işler değil. Yapılacaksa karar verilir, yapılır ama başı, sonu, neticesi, bunların hepsi bir devlet adamı ciddiyetiyle ülkenin yetkili kurullarında değerlendirilip bu kararlar öyle alınır.”

Yaa..

Öyle Kabataş’ta “Go home” diye “pankart açmakla” olmuyormuş bu işler.

Solcu abimiz öyle diyor.

Tayyip Erdoğan’a demiş gibi yapıyor ama..

Aslında, Deniz Gezmiş’e de diyor..

Erdoğan’ın sırtında yumurta küfesi var iken, “Gerekirse kapatırız” diyor..

Kanal İstanbul’un yapılmasını bile, “ABD’nin planı” diye suçlayıp, mahkum etmeye ve engelleme kalkan CHP’liler..

Ne hikmetse..

Anlaşması ile, içindeki askerleri ile, içindeki donanımı ile, tabelası ile.. Kısacası her şeyi ile ABD ürünü olan İncirlik’in kapatılması ihtimaline, “Hesap kitap yapmalıyız” diye karşı çıkıyor..

ABD karşıtlığındaki sahtekarlıklarını böylece tescilliyorlar..

Halkın karşısındaki söylemleri ile, Ankara’daki söylemlerinin zıtlığını, bu örnekle de tescilliyorlar..

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
346 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...