logo

14 Ocak 2019

Demokrasi liginde olmak kalite göstergesidir


Mehmet Ocaktan
m.ocaktan@gmail.com

Genel tanım itibariyle demokratik ülkelerin bilimsel ve teknolojik alanda gelişmelerini tamamlamış refah toplumları olduklarını biliyoruz. Zaman zaman Çin örneği üzerinden despotik yönetimlerin de kalkınmış ülkeler oldukları iddia edilse de bu kesinlikle doğru değildir. Bir kere insani kalkınmışlık açısından önemli bir gösterge olan kişi başı gayri safi milli hasılada (GSYİH) Çin, demokratik ülkelerle kıyas edilemeyecek kadar gerilerdedir. Mesela Avrupa’da kişi başı gayrı safi milli hasıla 40-50 bin dolarlar civarında iken Çin’de bu rakam 7-8 bin dolar düzeyindedir.

Şunu da açıkça ifade etmek gerekiyor ki, kalkınmışlık göstergesi büyük parasal imkanlara sahip olmak değildir. Suudi Arabistan gibi bir diktatörlük ülkesinin elinde milyarlarca petro-dolarlar bulunmaktadır. Ama Suud krallığının ne bilimsel, ne kültürel, ne de teknolojik alanda hiçbir başarısı bulunmamaktadır, o sadece bir müşteridir o kadar… Her yıl milyarlarca doları saraylara, yatlara, katlara gömer ama Amerika’nın iyi bir taşeronu olmaktan başka bir başarı sağlaması asla mümkün değildir.

Kısacası ülkeleri değerli kılan, sadece parasal zenginlikleri değil, aynı zamanda hukuktur, insan haklarıdır, özgürlüklerdir. Bu yüzden de dünyada saygın bir yer edinmeyi önemseyen her ülke doğal olarak ‘demokrasi ligi’nde ön sıralarda olmayı isteyecektir.

The Economist dergisinin geçtiğimiz günlerde yayımladığı , 2018 Demokrasi Endeksi Raporu’nu görünce içim burkuldu. Zira 167 ülkenin değerlendirildiği raporda Türkiye geçen yıla oranla on basamak daha gerileyerek 110. sırada yer almış bulunuyor. Türkiye’nin demokrasi puanı ise 4.88’den 4.37’ye geriledi. 

Türkiye bu sıralama ile Nijerya, Uganda, Zambiya, Lübnan, Sri Lanka gibi ülkelerin gerisinde kaldı. Endekste dünyanın en demokratik ülkesi Norveç olurken, bunu İzlanda, İsveç, Yeni Zelanda takip etti. Demokrasi durumunun en kötü olduğu ülkeler ise Kuzey Kore, Suriye ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti olarak listelendi. 

Ülkelerin, tam demokrasi, kusurlu demokrasi, hibrit demokrasi, ve otoriter olarak katagorize edildiği endekste Türkiye, hem demokratik, hem de otokratik öğeler bulunduran “hibrit rejim” kategorisinde yer alıyor. 

Endekste coğrafi bakımdan “Batı Avrupa ülkeleri” kategorisinde yer alan Türkiye, bu kategoride ‘hibrit demokrasi’ye sahip olan tek ülke olarak son sırada bulunuyor. Türkiye’ye demokrasi endeksi en yakın olan Batı Avrupa ülkesi ise 7.29 ile Yunanistan oldu. Economist Türkiye’nin puanının gerilemesine neden olarak yeni Cumhurbaşkanlığı siteminin “yürütme organına” çok büyük yetkiler verirken, parlamentonun gücünün azalmasını gösterdi.

Kuşkusuz bu övünülecek bir tablo değil, eminim ki bu ülkede yaşayan herkes Türkiye’nin daha üst sıralarda olmasını canı gönülden isteyecektir. Bir takım yanlış anlaşılmalara yol açmaması için hemen belirtelim; bu istek kesinlikle bir muhalefet duygusunun sonucu değildir. Ayrıca bu bir Batı hayranlığı da değildir.

Zira iktidar ve muhalefet partileri dahil, bütün sivil toplum oluşumları ve bireylerin tek hedefi; Türkiye’de demokrasinin kalitesinin yükselmesi, hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi ve herkesin fikirlerini özgürce ifade edebilmesidir. Economist’in raporunda da ortaya çıktığı gibi, eğer Türkiye demokrasisi konusunda dış dünyada negatif bir algı oluşmuşsa, bu ülkede yaşayan insanların bu algının düzeltilmesi için taleplerde bulunmasından daha doğal bir şey olamaz. Ve bunları dillendirmek iktidar karşıtlığı, ya da muhalefet yapmak değildir. Tam aksine halkın düşünceleri ve talepleriyle katılımı, demokratik yönetimlere güç katar. AK Parti’nin 2002 yılında yola çıkarken ortaya koyduğu ilkelerde de bu açıkça ifade edilmektedir: “Yönetimin demokratikleşmesi, toplumun olduğu kadar, devletin de lehinedir Devlet demokratikleştikçe halkını yönetim ve meşruiyeti de güçlenir ve uluslararası alan da saygınlık kazanır. Gücünü halktan ve sivil toplum örgütlerinden alan yönetimlerin, bölgelerinde ve Dünyada etkilen ve pazarlık güçleri artar.”

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
Share
683 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...