logo

Demek ki farklı fikir ihanet değilmiş


Mustafa Karaalioğlu
m.karaalioglu@gmail.com

Türkiye ile ABD arasında varılan anlaşmada zikredilen 120 saatlik süre işlemeye devam ederken, etkileri yavaş yavaş sahaya yansıyor. Bir yandan iki ülkede ve ilgili bütün ülkelerde zafer mi yenilgi mi tartışmaları yapılırken bir yandan da süreç ilerliyor. Ve beklendiği gibi PYD/YPG silahlı unsurları güvenli bölge hattını terkediyor. Anlaşılan o ki Ankara da bu gelişmeden memnuniyet duymaktadır. Mesele maksadın hasıl olması; mümkünse tamamı, değilse bir kısmı. Askeri güç devreden çıktından sonra siyaset ve diplomasi mahareti ne kadarına elverirse… Şimdi bunu izlemekteyiz.

Bu açıdan Türkiye için mevcut anlaşma avantajlıdır. İdeal sonucu içermiyor ama başlangıç noktasından ileride olduğumuz açıktır.

Konumuz ise, hem bu hem de bu noktaya gelirken içeride yaşanan tartışmalar…

Evet Türkiye, Cumhurbaşkanı’nın ve hükümetin istediği ve imzaladığı şekliyle, “müzakere”, “mutabakat”, “anlaşma” veya askeri değil diplomatik çözüm” yahut da “savaş değil barış” cihetine gitmiştir. İyi de etmiştir.

Demek ki harekat başladığında bu yolu çeşitli şekillerde önerenler haklıymış.

Demek ki bölgesel ve uluslararası büyük meselelerimiz bu yolla halledilebiliyormuş.

Demek aramızda ki farklı yol tavsiye ederler hani değilmiş, Hatta galiba onlar bir çoğumuza göre daha öngörülüymüş.

Demek ki mesele ne olursa olsun, olmazsa olmaz şart kıyasıya tartışmak ve farklı fikirlere kulak kabartmakmış,

Kimimiz savaş ister haklı olabilir. Kimimiz aman savaş olmasın da nasıl çözersek çözelim diyebilir, haklı olabilir. Kimimiz, biraz güç göstermek iyidir, sonra masayı kurarız diyebilir; o da haklı olabilir.

Nitekim, “Barış Pınarı harekatı olmasaydı ne ABD masaya gelirdi, ne de PYD/YPG çekilmeyi kabul ederdi” diyenler vardır ve haklı olmadıklarını kim söyleyebilir? Çekilme sürecinin arkasındaki en güçlü faktör açık ki TSK’nın sahadaki başarılı operasyonudur.

Öte yandan, ABD’nin yaptırım tehdidi de neticede etkili olmuştur ki hükümet için bunu dikkate almak da ayıp değildir. Ülkeler avantaj ve dezavantajlarını tartar, fayda-maliyet hesabı yapar ve kendine göre bir optimum noktada karar verir. Türkiye de bunu yapmıştır.

Bırakın kim nasıl isterse öyle yorumlasın. Bu sonuçla yetinmenin yetersiz, hatta yenilgi olduğunu düşünen de, zafer kazandık diyen de; Trump’ın Erdoğan’a mektubunu ya da Türkiye’nin yaptırımla tehdit edilmesini hazmedemeyen de kendince bir haklı yerden bakıyor.

Yarından sonra; yani çekilme işleminin tamamlandığı saatten itibaren de bazılarımız bunun yeterli olduğunu, bazılarımız ise belki göstermelik olduğunu söyleyecek. Hiç olmazsa bu kadar farklı fikre tahammül için kendimizi hazırlayalım. Fikir mücadelesi, harekatta da savaşta da, sahada da masada da ülkenin işine yarar. Tek sesli olmaktan ve toplumu susturmak için “sizin bilmediğiniz şeyler var” demekten çok daha iyidir.

İki lafa, bir çifti söze bakarak, bazılarımızı “hain”, bazılarımızı “vatanperver” olarak yaftalamayı bırakalım artık. İç siyasetin bitmek bilmez iştahına ülkeyi de sinirlerimizi de feda etmeyelim.

(KARAR)

Etiketler:
Share
461 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...