logo

Davutoğlu’dan Çankaya açıklaması

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Erdoğan’ın Çankaya Köşkü’nü kullanmayacağını açıklamasının ardından başlayan tartışmalara değindi. Davutoğlu, “Bunun arkasında sembolizm aranmamalı” dedi. Davutoğlu, 2015 sonrasında yapılacağını söylediği anayasa çalışmaları için de “Yüzyılın bayramı olacak” ifadesini kullandı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu katıldığı TRT canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtlıyor.

Davutoğlu programda ‘Çankaya Köşkü’ tartışmalarına değindi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın taşınacağını açıkladığı Atatürk Orman Çiftliği’nin de Atatürk ile anıldığını söyleyen Başbakan, “Bunun arkasında bir sembolizm aramamak gerekir” dedi.

2015 genel seçimlerinin ardından yeni anayasanın yapılacağını ifade eden Davutoğlu, “Ne mahalli seçim var, ne genel seçim, ne de cumhurbaşkanlığı seçimi. Yani bırakın seçimi, şenlik olacak, toplumsal bir şenlik. Yani yüzyılın bayramı olacak” diye konuştu.

Davutoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

“AK Parti olarak iç siyasette siyasetin öznesini değiştirdik. Dış siyasette de hedefimiz Türkiye’yi özne yapmak. Son Cumhurbaşkanı seçimi Türkiye’de siyasetsin öznesini değiştirdi.

Toplumsal mutabakat ancak özgür siyaset üzerinden sağlanabilir. Halkın iradesine sahip çıkmamış olsaydık özgür bir cumhurbaşkanı seçimi olabilir miydi? Kongre’de yaptığım konuşmanın özü hükümet programında yer aldı.

Atatürk Orman Çiftliği de Atatürk’ün adıyla anılan bir yer. Bunun arkasında bir sembolizm aramamak gerekir. Atatürk’ün mirası var ise, ki var, en büyük mirası Türkiye Cumhuriyeti Devleti.

Mekanların ötesinde eğer Türkiye’yi idare eden cumhurbaşkanı, başbakan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kudretini, etkinliğini, şefkatini, halkıyla ilişkisini yeniden tanzim etmiş ve yeni bir ufka yöneltmişse, mirasa sahip çıkmak böyle olur.

Türkiye’nin genel siyasetini yönetmek kadar AK Parti’de yeni bir heyecan oluşturmak. Biz heyecanlanıyoruz, kitleyi heyecanlandırıyoruz. Kitleyi heyecanlı görüyoruz, biz heyecanlanıyoruz.

ANAYASA ÇALIŞMALARI
2015-2019 arasında ne mahalli seçim var, ne genel seçim var, ne herhangi bir cumhurbaşkanlığı seçimi var. İnşallah yapabilirsek bir anayasa referandumu, yeni bir anayasa yaparız. O da şenlik olacak. Yani bırakın seçimi, şenlik olacak, toplumsal bir şenlik. Yani yüzyılın bayramı olacak.

‘KİMSENİN KALBİ KIRILMADI’
AK Parti siyasi açıdan devrim yaptı. Türbülansa sebep olmadan doğal süreci tamamladık. Biz de yumruğu masaya vuran olmadı. İşleyen bir Bakanlar Kurulu ve parti yönetimi var hiç kimsenin kalbi kırık değil. Yeni Türkiye yeni bir heyecanla kurulacak. Üç seçim kazandık, konforizme izin vermememiz lazım.

ÇÖZÜM SÜRECİ
Çözüm sürecinin belirli aşamaları vardı. Bu aşamaları katettikçe yeni ufuklar açıldı. Çözüm süreci bu halk demokrasiyi hakettiği için yapıldı. Çözüm süreci ilan edildiğinde çatışma ortamının durmasına odaklandık. Çatışmalarda gençlerin ölmemesi için durgunluğa ihtiyaç vardı ve bugüne kadar sürdü. Bu konuda bir an önce sonuca ulaşmamız lazım. Çünkü bölgede istikrarsızlık var sabote edilebilir. Beklenmedik olaylar yaşanabilir.

Herkesin kendini bu ülkeye bu toprağa ait hissetmeli. Silahların devreden çıkmadı ve çatışmaların sona ermesi gerekiyor. Hayatın her yönüyle normalleşmesini istiyoruz.

Hükümetimizde net bir iş bölümü var. Bu arkadaşların koordinasyonunu sağlayabilmek adına Bakanlar Kurulu toplantılarını haftada bire aldık, 15 gün yerine. En geç 15 günde bir araya gelerek sadece çözüm sürecini konuşacağız.

Bölgede vatandaşaların kaçırılması ve yol kesme gibi bazı asayiş problemleri var. Kamu düzensizliğine izni vermeyeceğiz. 2015 seçimlerine sirayet etmek üzere kamu düzeni sağlanacak. Heykel tartışmalarında kamu düzenini ihlal eden gelişmler yaşandı.

Biz çatışmasızlık ortamını sürdürmek istiyoruz. Çalışmaları kamu ile paylaşma noktasına geldiğimizde paylaşacağız. Çerçeve yasa çok önemli devrim niteliğinde bir karardı. Cumhurbaşkanımızın tek kaygısı vardı bu konuda; bu yarayı kapatmak. Bu ülkede ne Diyarbakır Cezaevi’nde yaşanan zulümler bir daha yaşanacak ne de gençler dağa sürüklenecek.

ORTADOĞU’DAKİ GELİŞMELER
Sınırlarımızın ötesinde etnik ve mezhepsel çatışmalar var. Son 4 yıldır 2010 başlarından itibaren Suriye rejmine kendini reforme etmesini söyledik. Geçici hükümet kurulmasını söyledik Cenevre’de ama olmadı. Şimdi ciddi mezhep çatışmaları yaşanıyor.

Irak’ta da aynı şekilde uyarılarımız kaale alınmadı ama sonunda herkes bir olup Maliki’ye ‘git’ dedi. Biz etnik ve mezhep referasnlı politikayı merkezimize alamayız.

İlk defa Erbil’e gidip Barzani’yle görüştüğümde yaygara koparılmıştı. Bölgesel yönetimle problemimiz olsaydı çözüm sürecini yönetebilir miydik? Mesut Barzani Diyarbakır’a geldi, Van’da Neçirvan Barzani’yi ağırladım, ülke bölünmedi.

Türkiye IŞİD benzeri yapılar ortaya çıkmasın diye 3 yıl boyunca Suriye ve Irak nezdinde çalışmalar yaptı.

Biz fetreti yok etmeye çalışırken başka bir fetret peşinde olan grupla karşılaştık. Gezi gibi olaylar Türkiye’nin yürüyüşünü durdurma çabalarıydı. 12 yıl içinde kaç deprem yaşadık. Bu depremleri aşarak sağlamlaşmış bir bünye ile yeni Türkiye’yi inşa edeceğiz.

Biz IŞİD’i Bakanlar Kurulu kararıyla terör örgütü listesine alan ilk ülkelerden birisiyiz. Tehlikeyi görmediğimizi kimse söyleyemez. Tehlikeyi görür görmez önlemlerimizi aldık. İnsanlar sakallı bir Arap gördüğünde örgüt üyesi zannediyor. Bu psikolojik algı da doğru değil.

DİYANET’İN BAŞBAKANLIK’A BAĞLANMASI
Ben dini otoritelerin bürokratik sınırlamalara hapsedilmesini doğru bulmuyorum. Diyanet İşleri Başkanımızın bürokratik işlev görev yürüten bir kurum gibi hareket etmesi beni rahatsız ediyordu. Doğrudan Başbakan’a bağlayarak bürokratik sınırlamaları kaldırdık.

Geçen sene bütün dini merkezleri ziyaret ettim, ayrım göstermeden. Bununla şunu ifade etmek istiyorum; bunlar bizim kadim tarihimizden gelen unsurlar. Dinayet toplumun büyük çoğunluğunu temsil eden bir yapı olarak toplumdaki saygın yerini almalı. Toplumsal bir otorite olarak görülmesi lazım.

Aslında Diyanet’te daha geniş çaplı bir reforma ihtiyaç olduğu aşikar. Dini hayatın küresel ve bölgesel ihtiyaçları karşılayacak şekilde özgürlüğe kavuşturulması gerekiyor. Diyanet teşkilatımızın daha özerk ve bütün dini gruplara hitap edebilecek şekilde çalışmalı.

“PARALEL YAPI” MÜCADELESİ
Bizim cemaat ile meselemiz yok. Oradaki samimi insanlarla bir savaş değil bu. Bir daha kimse şu veya bu gerekçeyle insanların mahrem alanına gelemeyecek. İnsanlar birkaç yıl öncesine kadar turlar düzenliyordu Pensilvanya’ya gitmek için. Çok mu sevdiklerinden? Kendilerini teminat altına almak için gidiyorlardı.

Tevhid Selam diye bir örgüt üretildi. Farklı kesimden insanlar bir araya getirildi. Burada hedef olan ne iktidardır ne Erdoğan’dır. Burada hedef olan Türkiye’nin 12 yıldır içinde biriktirdiği enerji ve güçtür.

ADLİ YIL AÇILIŞI
1 Eylül’de açılışa gitmedik. Cumhurbaşkanımız da ifade etti. Emanetçi Başbakan gibi ifadeler oldu. Ben başbakanlığımı yaparım cumhurbaşkanı cumhurbaşkanlığını. Cumhurbaşkamıza saygı gösterilmeyen yerde biz de olmayız. Biz görevini yapan hakim ve savcılarımızın yanındayız. Hiçbir şekilde yürütmeden yargıya baskı gelmez. AK Partili bir HSYK oluşsun demiyoruz. Toplumda ne renk varsa gelsin ama hükmünü verirken vicdanıyla verecek dini ve etnik kimliğini unutacak.

Etiketler: » » » » » » » » » » »
Share
732 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.