logo

29 Eylül 2018

Cübbeli’ye ‘müstakbel terörist’ denemez


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Dini istismar eden terör örgütleriyle mücadele” konulu bir panelde konuşmuş.

Üstüne basa basa şunları söylemiş: “Sadece FETÖ ve DEAŞ değil bizim problemimiz. Belki o yolda olup hurafelerle, hikayelerle, rüyalarla menfaat temin eden, bunu geçim haline getiren yapılarla, şahıslarla büyük bir mücadelemiz var ve devam edecek…”

‘Dini istismar eden şahıslar’ denince sizin de aklınıza hemen Cübbeli Ahmet gelmiyor mu?

Onu kastediyor olmalı çünkü benzer vurguları yakınlarda bir kez daha yapmıştı Diyanet reisi. Ve o sözler, doğrudan hoca lakaplı Cübbeli Ahmet’i hedef aldı diye algılanmış, öyle yansıtılmıştı.

Hatta Cübbeli’nin ‘Yenilip yalanıp kemikleri sıyrıldıktan sonra pişmiş tavuğu geri
canlandıran keramet’ safsatasına cevap şeklinde yorumlanmıştı.

Cübbeli’ye işaret eden ifade şuydu: “Akla aykırı, gerçeklere dayanmayan hikayeler ve rüyalar üzerinden din anlatılarak vatandaşlarımızın samimi duyguları istismar edilmekte ve sömürülmektedir…”

Yani Cübbeli’nin elinde oyuncak olmaktan, cahil kalabalıkların Allah ile aldatılmasına ve kananların sırtından saltanat sürülmesine alet edilmekten dini ve dindarlığı kurtarmakta kararlı Diyanet.

Erbaş Hoca’nın savaş açtığı bu şarlatanlık, az daha Sultanahmet’te vaaz kürsüsüne kuruluyordu ya neyse…

Din hokkabazlarıyla, bezirgan madrabazlarla, hurafeci ve menkıbeci istismarcılarla mücadeleyi elbette destekliyorum. Çok hırpaladı, fazla üstüne gitti, bu kadar da paylanmaz ki, ağır olmadı mı biraz diyecek değilim.

Cübbeli’yi elinden alıp Diyanet’e karşı savunacak, koruyacak hiç değilim. Az bile söylemiş Erbaş Hoca, sabah akşam kalafata çekse yeridir…

Yeni FETÖ’lerin, DEAŞ’ların, Boko Haram’ların çıkmaması bu mücadelenin başarısına bağlı. İstismarcıların, terör örgütü büyüklüğüne ve özgüvenine kavuşacak kadar palazlanmasına izin verilmemeli. Burada da Erbaş Hoca’ya katılıyorum. Halk aydınlatılarak, bilinçlendirilerek istismar imkanı ve zemini bırakılmamalı.

Öncelikle de bu tiplerin istismara açık kesimler nezdindeki uyduruk rütbelerini sökmekten, kendilerine taktıkları sahte ünvan ve lakapları kullanmamaktan başlamalı işe. Müsait olanların aklını çelebilecek bir ‘itibar’ı istemeden de olsa kazandırmamalı. Ki hocalığın, şeyhliğin, dervişliğin, takkenin, sarığın arkasına saklanamasın din tüccarları.

Velakin tüm bunlara hak vermekle birlikte Cübbeli’ye ‘müstakbel terörist’ gözüyle bakılmasına ve öyle muamele edilmesine karşıyım.

Hurafecilik bir terör suçu, istismar bir terör faaliyeti değildir. Açığa çıkmamış potansiyeli, eyleme dönüşmüş gibi yargılayıp cezalandıramazsınız.

Cübbeli ve benzerleriyle mücadeleyi, terörle mücadele kapsamına sokarsanız bunu doğru bulmam.

Fuhuş suçlamasıyla tutuklanıp insan ticareti yapan bir şebeke yönetmekle suçlandığında da karşı çıkmıştım. Organize fuhuş çetesi suçlaması abartılı, kasti ve haksızdı. Sonuçta hukuk sistemimiz, uyuşturucuyla mücadelede bile içiciyle torbacıyı, satıcıyla tüketiciyi ayırt edebilirken fuhuşla fuhuş trafiğini mi ayrı tutamayacaktı.

Haklı bir mücadele, bu gibi hatalarla aman haksız duruma düşürülmesin.

(KARAR)

Etiketler:
Share
362 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...