logo

23 Ekim 2019

Çoğulculuk rahmet tektipçilik felaket getirir


Mehmet Ocaktan
m.ocaktan@gmail.com

İnsanı akıl ve irade ile donatan Allah, insan için bu dünyada gerekli olan temel değerleri belirlemiş, dünyayı imar etme ve yönetme işini aklın rehberliğine bırakmıştır. Hangi çağda yaşıyor olursak olalım, bireyin genel kabul görmüş kuralların ve normların dışına çıkan değerlendirmeleri, itirazları her zaman önemlidir.

Zira çoğulculuğun, ihtilafların, eleştirel düşüncenin olmadığı toplumlarda bilim ve teknolojinin gelişmesi mümkün değildir, fikri inkişafın önü kapalıdır. Hz Peygamberin “Ümmetimin ihtilafı rahmettir” mealindeki hadisi dikkate alındığında yaratıcı düşüncelerin ortaya çıkmasında farklı kanaatlerin, eleştirel bakış açılarının ne kadar önemli olduğu sanırım daha da iyi anlaşılacaktır.

Unutmayalım ki Kur’an açıkça bireye vurgu yaparak tekilliğine, yalnızlığına işaret etmektedir. “…O bizim huzurumuza yapayalnız gelecek.” (Meryem/80) “Sizi ilk yarattığımızda dünyaya yalnız gelişiniz gibi bugün de huzurumuza (malsız, mülksüz, evlatsız olarak) yapayalnız geldiniz.” (En’am/94) Kur’ani yaklaşım içtihadi aklın önünün açılmasını elzem kılmaktadır. Dolayısıyla modern dünyanın getirdiği sorunlara, problemlere çözüm üretebilmesi bireyin aklını ve iradesini kullanmasıyla mümkün olabilir.

***

Maalesef Müslüman dünyada eleştiriye olan tahammülsüzlük, yeni ve farklı düşüncelerin üretilmesinin önünü kapattığı için İslam’ın evrensel mesajının çağdaş dünyanın diliyle yeniden yorumlanarak sunulmasını imkansız hale getirmiştir.

Oysa yaratıcı bilim insanlarının, mütefekkirlerin, ulemanın yetişebilmesi ancak eleştiriye, muhalif seslere, farklı düşüncelere tahammülle mümkün olabilir. Biliyoruz ki Kur’an “Aklını ancak alimler doğru dürüst kullanabilir” (Ankebut/43) diyerek alimleri yüceltmektedir.

Unutmayalım ki bireye ve çoğulcu anlayışa itibar etmeyen bir sistem merkeziyetçi, tektipçi ve dayatmacı olmak zorundadır, tektipçiliğin sonu ise felakettir. Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün bireyin değer üretmesine imkan tanımayan bir sistemin ancak tebaa kültüne dayalı bir güruh oluşturabileceğine dikkat çekiyor: “Bir sistem ne kadar çok bireye sahipse o kadar çok değer üretme imkanına/potansiyeline sahiptir. O bütünü değerli ve kalıcı kılan bu özelliğidir. Bireylerin o bütüne ruh verme ve değer verme inisiyatifleri kabul edilmezse bu niceliksel çoğunluk, tebaa kültüyle hareket eden ve gönüllü kulluğu en temel tanımlayıcı özellikleri olarak üzerinde taşıyan bir güruh olmanın ötesine geçemezler. Fransız teolog Etienne De La Boetie’nin şu muhteşem tespitine kulak verilecek olursa: Halk bir kere kul’laşmaya görsün, özgürlüğü öyle unutur ki artık uyanıp yeniden özgürlüğünü ele geçirmesi imkansızlaşır. Üstelik halk, çok içten bir biçimde kulluk eder. Bu durumu gören, onun özgürlüğünü değil de köleliğini kaybettiğini sanır.” (1)

Açıkça ifade etmek gerekirse Kur’an tektipçiliğe ve dayatmacılığa onay vermemekte, insanların sadece maddi görünürlük anlamında değil, dil, kültür, düşünce dünyaları estetik algıları açısından da farklı olabileceklerine işaret etmekte ve bütün bunların ilahi hikmet kapsamında olduğuna dikkat çekmektedir.

Eğer farlılıkların toplumlar için bir çatışma ve düşmanlık vesilesi değil, tam aksine zenginlik olduğu düşüncesini içselleştirebilirsek birey olmanın ve özgür iradenin ne kadar değerli bir meziyet olduğunu daha iyi anlarız.

İlahi iradenin tüm insanları tek bir din üzere toplamayı murat etmemiş olmasına dikkat çeken Prof. Dr. Ali Bardakoğlu Hoca bu konuda şu tespiti yapıyor: “Eğer Rabbin dileseydi yeryüzündeki insanların hepsi iman ederdi. Yoksa sen inanmaları için insanlara zor mu kullanacaksın?” (Yunus 10/99) mealindeki ayet ve benzeri diğer ayetler, bir taraftan dini çoğulculuğun kaçınılmaz bir durum oluşuna işaret ederken diğer taraftan insanın din gibi hayati bir tercih konusunda bile özgür bırakıldığını ve özgür iradenin ne denli önemli olduğunu anlatır. /2)

1-Kimliksiz Hakikatler, s.129

2-İslam’ın ışığında Müslümanlığımızla Yüzleşme, s.33

(KARAR)

Etiketler:
Share
318 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...