logo

14 Ocak 2019

Çin’in sefil propagandası


Hakan Albayrak
h.albayrak@gmail.com

Çin yönetimi, Doğu Türkistan’daki toplama kamplarının ne kadar güzel yerler olduğunu ve ne kadar güzel bir amaca hizmet ettiğini ispatlamak (!) için yürüttüğü propaganda faaliyetleri çerçevesinde İngiliz haber ajansı REUTERS’i de bölgeye davet etmiş, “Buyurun kendiniz bakıp görün” demiş.

Sincan Uygur Özerk Bölgesi (Doğu Türkistan) Valisi Şöhret Zakir’in bizzat ağırladığı REUTERS muhabiri, bu Çin kuklasının şöyle dediğini bildiriyor: “Sincan’daki radikalleşmeyi bertaraf etmeye yönelik politikamız çok başarılı ve bundan vazgeçmeyeceğiz; fakat devlet mekanizmasının talim ve terbiye sisteminden geçenlerin sayısı zamanla giderek azalacak.”

Tahminlere göre 1 milyon civarında Uygur’un tutulduğu ve “eğitim merkezleri” yahut “dönüştürme merkezleri” diye anılan toplama kamplarından birini Çinli yetkililerin refakatinde gezmesine izin verilen REUTERS muhabiri, buradaki Uygulardan birçoğu ile -yine Çinli yetkililerin refakatinde- mülakat yapmış.

O Uygurların hepsi de REUTERS mikrofonuna “Burada gönüllü olarak bulunuyoruz. Amacımız radikal düşüncelerden tümüyle arınmak.” şeklinde konuşmuşlar!

Tekrar:

Uygurlar o kamplarda “radikal düşüncelerden tümüyle arınmak”için “gönüllü olarak” bulunuyorlarmış!

Olur mu öyle saçma şey?

Adamın veya kadının “radikal düşünceler”i varsa vardır, yoksa yoktur; varsa “radikal düşünceler”in gereğini yapar ve gönüllü olarak toplama kampına girmeyi aklının ucundan bile geçirmez, yoksa zaten “Bu işlerin benimle alakası yok” deyip geçer.

Sigara tiryakiliğinden kurtulma merkezine gitmek gibi bir şey değil ki bu.

Garibanın başına silah dayayıp ‘Böyle böyle konuşacaksın’ demişler, besbelli.

İyi de; söz konusu kamplara nasıl zorla götürüldüklerini, o kamplarda nasıl zorla tutulduklarını ve kendilerine o kamplarda nasıl eziyet edildiğini anlatan -“radikal düşüncelerle mücadele” adı altında doğrudan doğruya İslamî imanın hedef alındığını da anlatan- kimselerin tanıklıklarını böylesine sefil bir propagandayla etkisiz hale getirebileceğine gerçekten inanıyor mu Çin yönetimi?

***

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Hong Kong bürosundan Maya Wang, REUTERS’e “Çin’in böyle bir ziyarete izin vermesi, uluslararası baskıların etkisinin hissedildiğini gösteriyor” değerlendirmesinde bulunmuş.

Çin’in, Doğu Türkistan’daki valisine “devlet mekanizmasının talim ve terbiye sisteminden geçenlerin sayısı zamanla giderek azalacak” dedirtmesi de böyle okunabilir.

Toplama kampları konusunda kendini savunmak ihtiyacını hissetmeye başlayan Çin’in, sonunda bu uygulamadan vazgeçmek ihtiyacını hissetmesi de mümkündür.

Şu dönemde Uygurların mazlumiyetini gündeme getirerek Çin aleyhinde kamuoyu oluşturmaya çalışmanın CIA uşaklığı anlamına geldiğini ileri süren çevrelere aldırmadan, bu uğurda elimizden geleni yapmalıyız.

Elimizden gelene bir örnek:

20 Ocak Pazar günü Üsküdar’da Doğu Türkistan’la dayanışma için toplanmak.

(Yer: Mihrimah Sultan Camii. Vakit: Sabah namazı vakti.)

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » » » » »
Share
661 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...