logo

13 Ekim 2018

Cemal Kaşıkçı ne diyordu?


Hakan Albayrak
h.albayrak@gmail.com

Cemal Kaşıkçı, 31 Ekim 2017’de Washington Post’ta yayımlanan bir yazısında, Veliaht Prens Selman Bin Muhammed’in daha hür bir Suudi Arabistan toplumu vaat ettiğine, ancak bunun tam tersi istikametinde gelişmelerin yaşandığına dikkat çekmişti.

Aynı yazıda, Veliaht Prens’in “aşırılıkla mücadele” iddiasıyla çelişen hallerden de bahsetmişti Kaşıkçı.

Demişti ki:

“Aşırıların tepesine binmek gerektiğini söyleyen Prens Muhammed haklı. Ne var ki yanlış insanların tepesine biniyor. Son iki ayda tutuklanan onlarca Suudi entelektüeli, âlim, gazeteci ve sosyal medya yıldızının çoğu, en kötü ihtimalle, hükümete hafifçe eleştirel bakıyor. Öte yandan, Ulema Konseyi’nin birçok üyesi aşırı fikirlere sahip. Prens Muhammed’in yüksek iltifatına mazhar olan Şeyh Salih El Favzan, Suudi Televizyonunda, Şiilerin Müslüman olmadığını söyledi. Aynı şekilde büyük itibar gören Şeyh Salih El Luhaydan, Müslümanların emirinin başkalarıyla istişareye mecbur olmadığı fetvasını verdi….”

***

Cemal Kaşıkçı’nın Washington Post’taki başka bir yazısının konusu, Suudi Arabistan’ın Yemen siyasetiydi.

11 Eylül 2018 tarihli o yazısında, Yemen’de düzeni sağlamak maksadıyla girişilen harekâtın bu ülkedeki kargaşanın büyümesi sonucunu doğurduğunu, üstelik Suudi Arabistan’ın güvenliğine de zarar vermeye başladığını, ayrıca Suudi Arabistan’ın uluslararası saygınlığına halel getirdiğini anlatan Kaşıkçı, Yemen siyasetinin değişmesi gerektiğini -İran’ın oradaki nüfuzunu kırmak için de siyaset değişikliğinin zaruri olduğunu- savunurken, masum sivillerin can güvenliği konusuna da değinmişti.

ABD Savunma Bakanı James Mattis’in Yemen’de Suudi Arabistan’a verdikleri desteğin “koşulsuz olmadığı”nı belirtip “masum insanların ölmesini önlemek için mümkün olan insani çabanın azamisinin gösterilmesini” istediğini hatırlatan Kaşıkçı’ya göre: “Suudi Arabistan, İslamî kimlik iddiasıyla tanınır ve temsil edilir. Bize insan hayatının değerinin hatırlatılmasına ihtiyaç duyuyor olmamalıydık. Dünya Müslümanları, İslam’ın doğum yerinde İslam ahlâkının layıkıyla temsil edildiğini görmeyi hak ediyorlar.”

***

Cemal Kaşıkçı’nın “muhalefet”i böyle şeylerden ibaretti işte.

Özetle, ‘Farklı fikirlere tahammüllü olalım, mutedil olalım, medeni olalım, ahlaklı olalım, İslami olalım; Suudi Arabistan’a bu yakışır’ diyordu.

Veliaht Bin Selman gibi müstekbirleri çileden çıkarmak için bundan fazlasına gerek yoktu zaten.

(KARAR)

Etiketler: » » » »
Share
448 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...