logo

17 Aralık 2019

CB sistemi ve idare hukuku


Taha Akyol
t.akyol@gmail.com

Türkiye’de uluslararası saygınlığa sahip anayasa hukukçularından biri şüphesiz Prof. Kemal Gözler’dir.

Prof. Gözler uluslararası ‘Web of Science”da 138 atıf almıştır.

Bizde ve çeşitli yabancı ülkelerde yüksek yargı tarafından Prof. Gözler’in kitap ve makalelerine atıflar yapılmaktadır. Bütün yüksek mahkeme ve Yüksek Kurullarda Gözler’in eserlerine yapılan atıf sayısı toplam 195’tir.

CB hükümet sistemine yazdığı eleştirileri “Elveda Anayasa” başlığı altında kitaplaştırmıştı.

Çok sayıda akademik kitabı var. “Türk Anayasa Hukuku” adlı kitabının 1300 sayfalık üçüncü baskısı geçen yıl çıkmıştı. Bu sene “İdare Hukuku” adlı eserinin üçüncü baskısı yayımlandı. İki cilt, toplam 3 bin sayfa. (Ekin Yayınları)

Hukukun bir dalı olan İdare Hukuku’nun bile ulaştığı boyutları görüyor musunuz?

Ben CB sistemiyle ilgili tespitlerini yazacağım. (sf. 321-380)

YETKİ YIĞILMASI

CB sistemini değerlendirmek için uygulanmasına, anayasa hukukuna ve siyaset bilimine bakabiliriz. Prof. Gözler bu kitabında idare hukuku açısından bakıyor.
İlk tespit, cumhurbaşkanının sadece siyasi değil, idari yetkileri de hayli artmıştır. Artık “cumhurbaşkanı merkezî idare teşkilatının en yüksek hiyerarşik âmiri haline gelmiştir.”

Başbakan bu kadar yetkili değildi. Bakanlar Kurulu’nun ve bakanların görev ve yetkileri vardı. Bakanlıkların ve kamu kurumlarının kuruluş kanunları vardı.

Yeni sistemde başbakan ve bakanlar kurulu yok. Bakanlar da parlamenter sisteme göre “çok daha güçsüzdürler.”

Parlamenter sistemde başbakana, bakanlar kuruluna ve bakanlara verilmiş olan yetkiler yeni sistemde Cumhurbaşkanın elinde toplanmıştır.

BU KADAR YETKİ

Prof. Gözler örnekler veriyor:

. Trabzon’da Ayvalıdere regülatör ve hidroelektrik santralının yapımı için acele kamulaştırmanın Bakanlık tarafından yapılması hakkında Cumhurbaşkanı Kararı… (CB Karar No: 321)

. İzmir Bornova’da iki dönüm büyüklüğünde bir arsanın imar planı değişikliği de Cumhurbaşkanı kararıyla oluyor. (Sf. 343)

Prof. Gözler şu tespiti yapıyor: “Bir insanın bu kadar çok yetkiyi tek başına ve doğrudan kullanması çok zordur.”

Danışmanları bilgilendirir diyecekseniz, hem inisiyatif sorumsuz ‘danışman’a verilmiş hem Cumhurbaşkanı ayrıntılara nüfuz edememiş olur.

Ömer Çelik’in bahsettiği “sistemde kireçlenme”nin en önemli sebebi bu yetki yoğunlaşmasıdır diye düşünüyorum.

HIZLI VE ETKİN Mİ?

Çok hızlı işleyeceği söylenen CB sisteminin sorunlarını parti içinde de söylüyorlar. 1962’den beri, Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın ilk defa CB sisteminde gecikerek, hem de bir yıl gecikerek Meclis’e sunulduğunu bu sütunda birkaç defa yazmıştım.

Prof. Gözler, son makalesinde çok ilginç bir örnek verdi: Öğrencilerin ödeyeceği üniversite katkı paylarını, parlamenter sistemde Bakanlar kurulu bir gün dahi gecikmeden karara bağlıyordu. Yeni sistemde bu yetki Cumhurbaşkanına verildi ve Haziran 2019’da çıkması gereken Cumhurbaşkanlığı Kararı, hâlâ çıkmadı.

Prof. Gözler, Başbakanlık’ta ve Bakanlıklarda uzun yıllar içinde yetişmiş kaliteli uzmanların yeni sisteme geçerken tasfiye edilmiş olmasının da sistemde en azından yavaşlamalara yol açtığını yazıyor. Cumhuriyet Türkiye’sinin yetiştirdiği o değerli uzman bürokratların tekrar Beştepe’de görevlendirilmesini tavsiye ediyor.

Gözler’in şu makalesine bakabilirsiniz: http://www.anayasa.gen.tr/ogrenim-ucretleri.htm

Devletin iyi işlemesi için “bizden” değil, “liyakatli” elemanlar lazım.

KURAL VE UYGULAMA

Prof. Gözler, Cumhurbaşkanının çok geniş yetki alanındaki bütün konularda “hiyerarşik âmir” haline gelmesiyle, onun tüzel kişiliğe sahip kamu kurumları üzerindeki “idari vesayet” (denetim) yetkilerinin birbirine karıştığını anlatıyor; Varlık Fonu’nu örnek veriyor.

Çok teknik bir konu olduğu için ayrıntıya girmiyorum.

Tabii yeni sistemdeki bir sorun da eskiden kanunla belirlenen “atama usulleri”ni belirleme yetkisinin yeni sistemde Cumhurbaşkanına verilmesidir: Cumhurbaşkanı hem üst kademe kamu yöneticililerini “atama usullerini” kararnameyle kendisi belirliyor, hem atamayı kendisi yapıyor.

Böyle olunca mesela YÖK kanununu değiştirip bir yıllık profesörü rektör atamak mümkün oldu.

Bu ülke hepimizin. Hangi sistem olursa olsun, etkin işlemesi ülkemizin lehinedir. Bunun da şartı, evrensel hukuka uygunluktur.

Bu ülkede çok şükür ki Kemal Gözler gibi evrensel değerde hukukçular var. Yazdıklarına iktidarlar bakmasa da bizler okuyup öğreniyoruz.

(KARAR)

Etiketler:
Share
433 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...