logo

06 Aralık 2018

Bu da Avrupa baharı mı?


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Dünyada petrol fiyatları ucuzlarken Fransa, bir “akaryakıt vergisi” uygulaması başlatarak akaryakıt fiyatlarının artmasına neden oldu. Fransa’nın böyle bir vergi uygulamakta kullandığı gerekçe çevreyi korumaktı. Fransa hükümeti akaryakıt fiyatlarını artırarak kullanımının daha da azalmasına neden olmak böylece çevreye verilen zararın azalmasını sağlamak istediği iddiasındaydı. Aynı zamanda alınan vergilerin bir kısmını çevreyi koruma amaçlı faaliyetlerde kullanacağını söylüyordu.

Ancak yorumcular burada bir dolap döndüğünü, hükümetin aslında ekonomik sorunlarına yeni bir kaynak bulmak için oynadığı oyunda çevre gerekçesinden yararlanmak istediğini dile getirdiler. Fakat hükümet çevirdiği dolapta yükü düşük gelirlilerin üzerine yüklemeyi tercih etmişti. Bu da sosyal patlamaya neden oldu.

İlginçtir Arap baharında olduğu gibi Fransa’daki olaylarda da halkın hareketlenmesinde ve meydanlara çıkmasında sosyal medya büyük rol oynamıştı. Hükümetin getirdiği ek vergilere tepki gösteren bazı kişilerin bu uygulamaya karşı protesto eylemleri düzenlenmesi yönünde çağrılar yaptıkları mesajları etkisini göstermişti ve normalde herhangi bir siyasi partinin, sendikanın veya örgütün organizasyonu olmaksızın insanlar sırf ortak tepkiye destek vermek amacıyla meydanlara çıkmışlardı. Olaylar çok hızlı bir şekilde yayıldı ve alev kısa süre içinde Fransa’nın her tarafını sardı.

Bazıları olaylarla ilgili birtakım komplo teorileri ürettiler. Fransa’nın bir ortak Avrupa ordusu kurulması yönünde çağrı yapmasının hemen ardından bu olayların gerçekleşmesine binaen bu olayları ABD’nin ve onun istihbarat örgütü CIA’nin yönlendirdiği yolunda iddiada bulundular. İstihbarat örgütlerinin psikolojik savaş taktikleri birtakım toplumsal patlamaları yönlendirme amacıyla devreye sokulabilmektedir. Bazı sıkıntılı toplumlarda toplumsal patlamalara neden olmak için bir yerden kıvılcım çakılması da işi görebiliyor. Ama Fransa’daki olayların gelişme süreci söz konusu komplo teorisinin biraz uçuk kaldığını ve bu iki gelişmenin yani Macron’un ortak Avrupa ordusu kurulması çağrısından dolayı Trump’ın onu aşağılayan açıklamalar yapmasından kaynaklanan gerginlik ile Fransa’daki sosyal patlamanın bir biri ardından gerçekleşmesinin tesadüf olması ihtimalinin daha yüksek olduğunu gösteriyordu.

Fakat akaryakıt vergisinden kaynaklanan zammın böyle bir patlamaya neden olması bu zammın bardağı taşırmasından kaynaklanıyordu. Eğer ki bardakta biraz boşluk olsaydı belki bu zamdan dolayı böyle bir patlama olmayabilirdi. Bu durum da Fransa’da özellikle toplumun düşük gelirli kesiminin artık ekonomik yükü kaldırmakta iyice zorlanmaya başladığını gösteriyordu. Zaten olaylarla bağlantılı olarak kamuoyuna yansıyan yorumlar, olaylara destek verenlerin yaptığı açıklamalar ve yayınladıkları mesajlar gerçekten ekonomik yükün gittikçe kaldırılamaz hale geldiğini ortaya koyuyordu.

Sarı yelekliler ayaklanması olarak tanımlanan bu hadiseler zaman içinde Avrupa’daki diğer bazı ülkelere de sıçradı. Olayların böyle yayılması zihinlerde “bu olaylar da acaba bir Avrupa baharına mı neden olacak?” sorusunun oluşmasına yol açtı.

Ancak Avrupa’da Arap dünyasındaki hakim rejimleri karşısına alan siyasi akımların benzerleri pek yaygın olmadığından hakim rejimleri devirme amaçlı bir toplumsal hareket olmayacağı, halk ayaklanmalarının hakim rejimleri değil de iktidardaki hükümetleri hedef alacağı düşünülmektedir. Bununla birlikte Fransa’daki ayaklanmada doğrudan rejime yönelik tepkilerin de yer yer gösterilere yansıdığı dikkatlerden kaçmadı.

(YENİ AKİT)

Etiketler: » » » » » » » » »
Share
463 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...