logo

21 Aralık 2018

Bir tweetlik strateji


Ahmet Taşgetiren
a.tasgetiren@gmail.com

“Rus lider Putin bir tweet atarak Suriye’den çekileceklerini açıkladı” diye bir cümle kursam kimse inanmaz. Ama aynı cümle ABD Başkanı Trump için çok normal görünüyor.

Trump bir sabah uyanıyor ve Suriye’den çekileceğiz diye tweet atıyor. Ardından Washington’dan “ABD dışişleri görevlileri ayrılmaya başladı, 2 bin civarındaki asker de en çok 100 gün içinde ayrılacak” açıklamaları geliyor.

Bu kadar basitmiş demek ki “ABD ve Ortadoğu” ilişkilerine dair denklemler…

“Suriye’den çekiliyoruz” gibi bir karar, herhalde Washington’daki karar merkezlerinde uzunca bir süre yapılan stratejik değerlendirmeler sonucu alınmıştır.

Hemen “Acaba öyle mi?” şeklindeki sorunuzu duyar gibi oluyorum.

Trump bu kararı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinden sonra vermiş.

Türkiye Cumhurbaşkanı ile yapılan bir görüşmeden sonra Türkiye gibi bir müttefike, stratejik ortağa karşı yapılan yanlışları anlamak, bunlardan rücu etme noktasına gelmek mümkün. Ne de olsa Türkiye, uzunca bir süreden beri Amerikan tavrını sorguluyor. Erdoğan’ın “Bu müttefikliğe sığmaz” sözlerini sağır sultanın duyduğu belli, Trump aydınlanmakta geç bile kaldı, denebilir. Ama Suriye’deki Amerikan varlığı sadece Türkiye’ye karşı bir terör örgütünü desteklemek için miydi ki, o rolün yanlış olduğu anlaşılınca Suriye’den de çekilme kararı verildi?

***

Şöyle bir soru soralım:

Rusya Suriye’de neden var?

DAEŞ’le mücadele için dense, değil. Esed’i korumak için dense, değil.

Bunun cevabı açık: Stratejik çıkar hesabı. Bir dünya devleti olma ve bunun için sıcak denizlere inme… Çarlık Rusyası ve Sovyetler’den bu yana gelen “Emperyal devlet” rolünü yürütme.

Ya Amerika?

“Suriye’den çekilme” kararı, ABD’nin Ortadoğu ile ilgili tüm stratejik hesaplardan vazgeçtiği anlamına mı geliyor?

* Amerika Rusya’nın Ortadoğu’daki varlığını artık önemsemiyor?

* Amerika İsrail’in güvenliği konusunu gündemden çıkarıyor?

* Amerika İran konusundaki rezervlerini kaldırıyor?

* Amerika Suud’la kısa süre önce Trump’ın katıldığı kılıç oyunu kurgusunu bir kenara bırakıyor.

* Amerika petrol sahalarının denetimi için savaşa girdiği Irak-Kuveyt gerilimini tarihte kalmış görüyor?

* Amerika, Ortadoğu’daki islamî gelişmelerin artık kendisini alakadar etmediğini düşünüyor?

* Amerika, Mısır darbesine sahip çıkmışlığı geride bırakıyor?

Burada her cümlenin sonuna neden soru işareti koyma gereği duyduğum, açıklamaya gerek bırakmıyor. Çünkü Amerika gibi bir ülkenin meselâ orta Avrupa’da küçük bir ülke gibi kendisini tecrit etmesinin mümkün olmadığını herkes bilir.

Siz İngiltere’nin kendisini böylesine tecrit edebileceğini düşünür müsünüz? Almanya’nın, Fransa’nın?

Amerika Suriye’den çekiliyor, ne zaman? Ortadoğu’da Sykes-Picot benzeri yeni haritalar çizilmesi kaygılarının dillendirildiği bir zaman…

Amerika’nın dev gibi büyüyen Çin ile gelecekteki muhtemel hesaplaşmalara hazırlandığının bilindiği zaman.

Rusya Ortadoğu’ya kazık çakarken…

Peki ne o zaman?

Öncelikle şunu söyliyelim: Eğer Amerika, sahadaki gelişmelerden, görüşmelerden ve en son Türkiye’nin operasyon kararlılığından, Ortadoğu’da Türkiye’yi ihmal ederek, onun güvenliğini tehlikeye atarak bir oyun kurulamayacağını anlamışsa bu olumlu.

Onun ötesinde Trump’ın “Bir tweetlik strateji” görüntüsü veren kararı ABD’nin tüm Ortadoğu politikasını okumaya imkan vermiyor. Değilse ABD, erken kalkanın yön belirlediği ve akşamdan sabaha konumu değişen bir süper güç gibi görünür ki, bu da hem acayip hem de nezaman nerede patlayacağı belli olmayan çok tehlikeli bir şey olur.

Bu işin dramatik yanı, bu tweetli stratejinin bizim coğrafyamız üzerinde icra ediliyor olması… Asıl soru biz tayin edici bir rol üstlenebilecek miyiz? Türkiye dahil tüm İslam ülkelerini kastediyorum.

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » » » »
Share
518 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...