logo

Bir sahaf festivalinden geriye kalanlar


İsmail Kılıçarslan
i.kilicarslan@gmail.com

Kitapla ilişkim sadece okumakla ilgili olarak gelişmedi. Bana 19 yaşında “ekmek parası” da temin etmeye başladı kitaplar. Yaş gelip 44’e dayandı, hala da “ekmek paranı sağlayan temel şey nedir?” diye sorsalar “kitap okumak” oluyor cevabım.

Hikâye uzun, hatta bilenleriniz de vardır ama kısasını söyleyeyim. 6 yıl boyunca Kadıköy’de, sokakta kitap satarak geçirdim öğrenciliğimi. İlk “profesyonel işim” metin yazarlığı idi ki doğrudan kitap okumakla ilgili bir meslekti. Ardından ekrana çıktık 3 arkadaş. Kitap okumanın “format gereği” mecburi olduğu Meksika Sınırı’nı yaptık. Sonra senaristlik, gazetede köşe yazarlığı, Ketebe Yayınları’nda yayın masası üyeliği. Son üç yıldır yaptığım tiyatro işletmeciliğinin kökü de kitap en nihayet.
Evvelim kitap oldu, Allah bilir elbette ama bundan sonra ufukta pek değişiklik görünmüyor, ahirim de kitap olacak sanırım.

“Hem okudum hem de yazdım, yalan dünya senden bezdim” diyor ya türküde. Henüz dünyadan arzu ettiğim oranda bezmiş değilim ama hem okudum hem de yazdım hep.

Aslında bütün bunları böylece anlatmaya çıkmıştım 14. Beyoğlu Sahaflar Festivali’nde yapacağım konuşmanın kürsüsüne. Hepsini unuttum. Hepsini unutup “çulsuz bir öğrenciyken okunmuş kitaplar satarak nasıl geçindiğimi” anlattım insanlara.

İki hususta anlaşmak lazım… Kategorik olarak “eski kitap” diye bir şey yoktur. “Okunmuş kitaptır” o. Kitap eskimez. Bu birincisi. İkincisi ise benim gibi “okunmuş kitap satan” herkese “sahaf” denmez. O başka bir bilginin, başka bir görgünün sonucu olarak alabileceğiniz bir mesleki unvandır.

Kitabın bilgisi başka bir şeydir. Hangisinin nadir, hangisinin sahafiye, hangisinin müzayedelik olduğunu seneler içerisinde öğrenmeniz, içselleştirmeniz gerekir. Kitabı çok, gereğinden çok sevmeniz gerekir. Hangi kitabı hangi müşteriye ayırmanız gerektiğini bilmeniz gerekir.

Bilmeyenler için söyleyeyim. “İyi sahaf” bir kitabı “üzerinde yazan fiyatı veren”e satmaz. Önce doğrudan o kitapla ilgilenebilecek, o kitaba kıymet verebilecek olan alıcının kim olduğunu tespit eder. O alıcının alım gücünü hesaba katar. Satacağı fiyatı ona göre belirler.

Dahasını söyleyeyim. Sattığı kitabın kıymetini bilmeyeceğini düşündüğü insanlara kitap satmayan sahaflar tanıdım. Üstelik o kitaptan alacağı paraya çok ihtiyacı olduğu halde. “Parasını olunca verirsin” diyerek müşterisinin çantasına “o kitabı” tıkıştıranını gördüm. Tuhaf, ama öyle…

Şaşırtıcı bir bilgi de vereyim size. Değişen teknolojiye uyum konusunda belki de elini en çabuk tutan meslek grubu sahaflar oldu. 90’lı yılların ortalarında sahip oldukları tüm kitap envanterini anahtar kelimelerle birlikte bilgisayar ortamına geçirerek indeksleyen pek çok sahaf tanıdım. Elektronik satışa uyumları da görülmeye değerdi doğrusu. Önce kendi satış sitelerini kuran pek çok sahaf girdi internet ortamına, ardından da devasa bir satış portalının altında birleştiler. Bugün kitap meraklılarının ilk olarak “bir bakayım” dediği site “nadirkitap” malum.

Hani herkesin bir yaşlılık hayali vardır. Bilmem Allah ömür verir de o günleri gösterir mi ama benim yaşlılık hayalim kitapların ve sanat eserlerinin olduğu bir küçük dükkân açmak. Çayımı demlerim sabahtan, çok çeşitli ve her biri birbirinden güzel insanlar uğrarlar akşama kadar. Günler akıp gider öylece.

İşin bütün zorluklarını bilen biri olarak kuruyorum üstelik bu hayali. Yani benim açımdan “romantik bir emeklilik planı” değil, zorluklarına katlanılması gereken bir yaşlılık uğraşı o dükkân.

Açılış konuşmamda Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız’a da söyledim. Bir festivalin 14 yaşına gelmesi, 14 yıldır sürdürülmesi çok önemli iştir. Bunun için bu festivale emek veren herkese teşekkür etmek boynumuza borçtur.

Dahasını da söyleyerek bitireyim madem. Değerli İstanbullular. Taksim Meydanı’nın tam ortasında birbirinden değerli 50 sahafımız ve binlerce kitap sizi bekliyor olacak bir hafta boyunca. Kaçırmamak lazım gelir.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
308 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...