logo

01 Eylül 2019

Bir fazilet örneği


Taha Akyol
t.akyol@gmail.com

Demokrat Parti’nin Milli Eğitim ve Gümrük bakanlarından Rıfkı Salim Burçak, 31 Ağustos 1998’de vefat etmişti; yirmi bir yıl geçmiş. Kendisini rahmetle ve saygıyla anıyorum.

Bugün ondan bahsedişimin sebebi, Bayar ve Menderes’e “hayır” diyebilmiş 20-30 civarındaki milletvekillerinden biri olmasıdır.

Merhum Menderes daha 1950 yılının Haziran ayından beri “bunlar ihtilal tahriki yapıyorlar” diyordu. Gerilimin zirve yaptığı 1960’ın Mart, Nisan ve Mayıs aylarında Bayar ve Menderes ordudan darbe beklemiyor, fakat İsmet Paşa’nın “ayaklanma başlattığını” düşünüyorlardı.

İşte öyle bir ortamda, Bayar ve Menderes’in almakta oldukları çok sıkı “tedbirler”e karşı çıkan DP milletvekillerinden biriydi Rıfkı Salim Burçak.

SAVAŞ MI BARIŞ MI?

Siz olsaydınız ne yapardınız? Madem kavga böylesine kızışmış… çok sıkı tedbirler alır, mesela Meclis’te iktidar milletvekillerinden oluşan bir Tahkikat Komisyonu kurarak gazete kapatma, yayın yasağı koyma hatta kısa süreli tutuklama gibi olağanüstü yetkiler mi verirdiniz?

Metin Toker’in dediği gibi o günlerde “İsmet Paşa ihtilale yeşil ışık yakmış” bulunuyordu.

Öyle bir ortamda sıkı tedbirlere karşı çıkıp “siyasi hasımlarımızla görüşelim, ortamı yumuşatalım, gerilimi büsbütün ateşleyen Tahkikat Komisyonu’na son verelim” mi derdiniz?

Kısacası, “sıkılmış yumruk” mu olurdunuz, tokalaşmak için karşı elinizi tarafa uzatır mıydınız?

Sıtkı Yırcalı, Rıfkı Salim Burçak, tarihçi Mahmut Goloğlu, Mustafa Zeren, Şevki Erker gibi DP’li 20’den fazla DP milletvekili “sıkı tedbirler”e karşı çıkıyor, yumuşamayı ve Komisyon’un kapatılmasını talep ediyorlardı.

Göze girmeyi düşünmeden doğru bildiklerini savunuyorlardı.

Bu yönde girişimleri oldu fakat sıkılmış yumrukları açamadılar, darbeyi önleyecek tokalaşmayı sağlayamadılar.

BURÇAK’IN KİTABI

Siyasi tarih profesörü olan Rıfkı Salım Burçak, yaşadıklarını kitaplaştırdı, fevkalade değerli tecrübelerini yeni nesillere aktardı.

En önemli eseri 700 sayfalık “On Yılın Anıları”dır.

19-08/31/ekran-resmi-2019-08-31-232135.png

Kitap çıktığında ben Ankara’da Yankı muhabiri olarak çalışıyordum, ziyaretine gittiğimde imzalayıp bana vermişti.

Prof. Burçak’ındeğerlendirmesi şudur:

“Sert tedbirler alınması lüzumunu savunanların başında Cumhurbaşkanı Celal Bayar vardı…

Demokrat Partinin 1946 ile 1950 arasındaki muhalefet döneminde mutedillerin (ılımlıların) başında bulunan Celal Bayar, iktidara geldikten sonra şimdi şahinlerin başında idi: Muhalefette mutedil, iktidarda müfrit…

Halkımız bunun izahını birbirlerini hiç sevmeyen İnönü ile Bayar’ın karşılıklı münasebetlerinde aramıştır ki bunda gerçek payı büyüktür…”

Burçak, DP’nin özellikle 1957’den sonra kendi özgürlükçü geçmişiyle çelişerek otoriterleşmeye gittiğini anlatır, bunu eleştirir. (Sf. 593-594)

Şunu da belirtmeliyim. Merhum Prof. Ali Fuat Başgil de 30 Nisan 1960 akşamı Çankaya’daki görüşmelerinde Bayar ve Menderes’e, seçim koalisyonu kurulmasını, kuvvetler ayrılığına aykırı olan Komisyon’un derhal dağıtılmasını tavsiye etmiş fakat sıkılmış yumrukları o da açamamıştı.

‘KAHRAMAN’ DEYİNCE

Kennedy’in “Fazilet Mücadelesi” adlı çok güzel bir kitabı vardır. Hür düşünceli insanların kendi partilerine, kendi başkanlarına, hatta seçmenlerine rağmen kendi doğrusunu savunmalarından örnekler verir.

Bağımsız düşünmenin bir fazilet olduğunu anlatır okurlarına.

Bizde ise daha çok “sıkılmış yumruk” olmak övülür, “sürüden ayrılanın” iflah olmayacağı söylenir. Halbuki bizim tarihimizde de Atatürk’e, İnönü’ye Menderes ve Bayar’a partileri içinde “hayır” diyebilen, hür düşünme faziletine sahip insanlar vardır.

Bu faziletli insanları yeni bir kitapta yazmak istiyorum.

Bir hafta izne çıkıyorum, haftaya görüşelim.

(KARAR)

Etiketler:
Share
304 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...