Bir bebek üzerinden, önlenemeyen “kara propaganda!”

Ali İhsan Karahasanoğlu

a.karahasanoglu@gmail.com

Haberi okuyunca, içim cız etti.

Bir anne..

Cezaevinde iken, doğum yapmak üzere hastaneye sevkediliyor.. Doğumu yapıyor..

İddialar, “doğumdan hemen 5-6 saat sonrası”nı dillendiriyor ama..

Haydi diyelim, abartıyorlar..

Bir gün sonra, bilemediniz, iki gün sonra, tekrar cezaevine konuluyor..

Emzirme vesair zorunluluklar sebebi ile..

Hani bir yakını “Ben bebeğe bakarım” dese.. Kimse “Hayır, annesi ile cezaevine konulacak” demez ama..

Kimse sahip çıkmıyor olmalı ki..

Veya, “bebek de cezaevinde” diye bir algı oluşturmak isteniyor olmalı ki..

Bebeği de anne ile birlikte..

Cezaevine giriyor..

“Suç nedir” diye merak ettim..

“ByLock” imiş..

Tek bilgi, “ByLock tespiti üzerine tutuklandığı”na ilişkin..

Ben vicdanımda sorguluyorum..

FETÖ’cülerden bağımsız olarak..

FETÖ’cülere destek çıkan CHP’lilerden bağımsız olarak..

Sadece ve sadece, ByLock tespiti sebebi ile bir anne hakkında tutuklama verildi ise, bu bir yanlış..

Doğumu yaklaştığı halde, sadece ByLock iddiası ile tutuklanmış bir anne tahliye edilmedi ise ikinci yanlış..

Doğumu sonrasında tekrar cezaevine konuldu ise üçüncü yanlış..

Hele hele..

ByLock dediğiniz programı henüz tümü ile çözemediniz ise.. Bir tarihte ByLock sebebi ile tutukladığınız kişileri, daha sonra, “aynı IP’deki başka bir programa girmişler.. FETÖ ile bir bağları yokmuş” tespitini yapıp, tahliye ettirdiniz, hatta beraat ettirdiniz ise..

ByLock sebebi ile tutuklama ne demek?

Bu tutuklamanın, FETÖ’cüleri cezalandırma değil, tam aksine FETÖ’cülerin ekmeğine bal sürmek olduğunu bile bile, doğumdan sonra dahi tutuklamayı sürdürmek ne demek?

İki gündür bekliyorum ki, ilgili savcılık, bir açıklama yapsın..

Mahkemeden bir bilgi gelsin..

“Hayır, iddia edildiği üzere, sadece ByLock programı sebebi ile değil, ayrıca şu şu sebeplerle tutuklama kararı verilmiştir. Şüphelinin ifadesi şudur.. Hakkındaki deliller şunlardır” denilsin..

Bekliyorum ki, tutuklamanın gerekçesi kamuoyuna açıklanıp, yapılacak kara propaganda önlensin..

CHP milletvekillerinin istismarlarına zemin hazırlanmasın..

Maalesef..

Tutuklamaya sevkedenler.. Tutuklama kararı verenler.. “Biz yaparız, kimseye de hesap falan vermeyiz” modundalar..

Aslında hesap da vermelerini istediğimiz yok..

Doğru bir iş yapmış iseler.. Yalan söyleyenlerden hesap soracaklar..

“Suç isnadı sadece ByLock değil, bakın neler var neler” diyecekler..

Ya da..

Haksız bir karara imza atmışlarsa, düzeltecekler..

Ama, kimseden çıt yok..

O zaman görev bize düşüyor..

Açıyoruz, haberleri tek tek..

“Şeyma Tekin 3 günlük Yusuf Burak bebek ile cezaevinde. Lohusa bir anne ve yeni doğan bebek nasıl tutuklanır?” söyleminin etkisinde kalmadan..

“Suç işledi ise, tutuklanmasını gerektiren ağır bir suç isnadı var ise.. Mesela, bir cinayet işlemiş ise, doğum yaptı diye, katil tutuklanmayacak mı?” karşı cevabımızı verip, bu söylemi es geçiyoruz..

Bu ülkede binlerce asker ve polisin katili PKK’ya destek çıkan Sezgin Tanrıkulu’nun riyakar açıklamalarını görüyoruz, başörtülü bir anneye destek veriyormuş gibi yaptığı açıklamalardan midemiz bulanıyor..

Gözümüze, cezaevindeki “anne” için tahliye dilekli paylaşımlarda bulunan “baba”Halil Tekin’in aktarımları ilişiyor.

“Anne için, ‘ByLock suçlamasından başka bir şey yok’ deniliyor, yetkililer bir açıklama yapmıyor, belki babasından bir kanaat olur” diyor, taramaya başlıyoruz..

“Hey Erzurum.. Dereceni biraz yükselt te.. Yusuf Burak cezaevinde üşümesin. Dört gün oldu.. Ses Yok. Hasbünallahu veni’mel vekil” diyor, baba Halil Tekin..

Dindar bir profil veriyor..

Derinlere indikçe..

Ya yalnızlığın verdiği çaresizlikle..

Ya da, örgütün verdiği cesaretle..

Siyasi iktidara, ne hakaretler, ne saldırılar.. Ne iftiralar..

Direkt kendisi yapmamış olsa bile..

FETÖ’cülerin attıkları iftiraları beğenme, paylaşma, yayma şeklindeki aktif örgüt üyeliği diyebileceğimiz bir söylem..

Hani bir an.. “Baba/dede adına açılmış bir hesaptan, babanın haberi olmadan birileri mi yapıyor bu paylaşımları” diye, şüphe de ettim ama..

Böylesi ihtimaller, olayların vahametini daha da ağırlaştırıyor..

Bir mağduriyet üzerinden, örgüt dandik hesaplar açıp, onun istismarını sürdürüyor, devlet ise buna seyirci kalıyorsa..

Durum daha vahim..

Daha büyük bir operasyonla karşı karşıyayız..

O sosyal medya hesabının, cezaevindeki annenin babasına/bebeğin dedesine ait olduğunu kabul edip, paylaşımları aktarmaya devam edelim..

FETÖ’cü internet sitesi Kronos’tan aktarımlar.. Ve diğer FETÖ’cü internet sitelerinden, tanıdık isimlerden aktarımlar..

Fetullah Gülen’in yurtdışına kaçan avukatı Nurullah Albayrak’ın (doğum yapan kadınların tutuklanamayacağı iddiasını içeriyor olsa da) açıklamalarının aktarıldığı bölümler..

Düşünün.

Kızınız, yurtdışında yaşayan bir örgüt liderinin Türkiye üzerindeki haince planları sebebi ile, (belki de haksız yere) tutuklanmış..

En azından, baba/dede olarak, siz böyle bir iddia ile halkın önüne çıkıyorsunuz..

Böylesi bir ortamda, Türkiye’de darbe yapmaya kalktığı için onlarca davada yargılanan Pensilvanya’daki zatın avukatından, paylaşım yapıyorsunuz..

Türkiye’de 250 insan şehit edilmiş. Sivil insanların gövdeleri, tankların altında kalmış… Kadınların başları, atılan bombalarla, vücutlarından ayrılıp, binaların çatısına uçmuş.. Bu vahşi darbeyi yapan adamın avukatına yapışıp, kızınıza özgürlük istiyorsunuz!..

Dahası var..

Kızı 3 gün önce doğum yapmış.. Torun ile birlikte cezaevine dönmüş..

Böyle bir ruh hali içinde.. Bir dede.. Bir baba, bakın nelerle uğraşıyor:

“Mehmet Baransu, Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Yıldıray Oğur’un İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamasının 14. duruşması yapıldı.”

Böylesi kokuşmuş, böylesi çirkefliğe batmış, riyakarlıkta zirve yapmış bir örgüt yapısı..

Bu ülkede darbe yapmaya kalkmış, dindar bir Cumhurbaşkanı’na, “Ankara’da başka senaryolar var.. Bu iş böyle gitmez. Benden söylemesi.. Askerler buna izin vermez”’ diye, darbeden iki gün önce tehditler savurmuş adamların yargılanmalarını kendisine konu edinmiş bir dede..

Bebek istismarı ile karşımıza çıkıyor..

Vicdanlara sesleniyor..

Ben de…

Savcılara, hakimlere hatırlatıyorum:

“Erzurum’un bilmem neresindeki bir kadını tutukluyorsanız.. Yapılan kara propagandaya da cevap verin.. Cevap vermiyorsanız, FETÖ’cüyü tutuklamış olmuyorsunuz.. FETÖ’cülere kara propaganda yapma zemini hazırlamış oluyorsunuz..”

(YENİ AKİT)