logo

16 Kasım 2018

* Beş kişiyi idam et, kurtul! Yok öyle, Prens’i bu işten kurtarmanız çok zor olacak.. * İki veliaht gitmezse, bölgesel savaş çıkacak * Gizli pazarlıklar duyulursa Arap sokağında infial olur..


İbrahim Karagül
i.karagul@gmail.com

Öyle görünüyor ki, Suudi Arabistan, Cemal Kaşıkçı’yı öldürüp parçalara ayıran kişileri suçlu ilân edecek, yargılayıp ortadan kaldıracak ve cinayetle Veliaht Prens Muhammed bin Selman arasındaki bağı kesmiş olacak.

Niyetlerinin bu olduğu Suudi Başsavcı’nın dün yaptığı açıklamada ve hazırladığı iddianamede ortaya konulmuş oldu. Savcının bütün çabası, gerçeği ortaya çıkarmaya değil, Veliaht’ı aklamaya, kurtarmaya dönük. Bu yönde uluslararası düzeyde büyük mücadele veriyorlar, yargı düzeyinde de bu şekilde bir “örtbas” operasyonu yürütülüyor.
Cinayet emrini Veliaht verdi

Savcının iddianamesi bu haliyle bile korkunç. Aşırı dozda uyuşturucu, cesedin parçalara ayrılması, Konsolosluk’tan böyle çıkarılması vs.. Bunlar biliniyor hatta daha fazlası bile biliniyor. Cinayetin arkasındaki organize yapı, bağlantılar, amir ve talimatları kimin verdiği, nasıl bir cinayet şebekesinin yönetildiği, bu şebekenin “Veliaht”la bağlantıları biliniyor. Bağlantı demek zayıf kalır, cinayet şebekesi doğrudan Veliaht’a bağlı çalışıyor. Ondan bağımsız hareket etmesi mümkün değil.

İlk başlarda her şeyi reddeden Riyad yönetimi, her açıklamasında biraz daha itiraf ediyor, biraz daha suçu kabulleniyor. Göreceksiniz, bir sonraki açıklamada daha fazlasını kabul edecekler. Deliller ortaya çıktıkça geri adım atacaklar, kabul etmek zorunda kalacaklar.

Hepsi onun adamları, ondan habersiz evlerine gidemezler

Yok kavga çıkmış ondan öldürmüşler, yok oraya gelen ekibin başı öldürmeye karar vermiş, yok ikna edememişler vs. Bunların hiçbir anlamı yok. Adamlar S. Arabistan’dan İstanbul’a öldürmeye, parçalamaya, cesedi yok etmeye gelmişler, bu yönde bütün teçhizatı yanlarında getirmişler.

Öldürme kararı Riyad’da verilmiş, talimat Veliaht’ın ofisinden ya da kendisinden alınmış, ekibin tamamı Veliaht’ın yakın adamları, üst düzey yöneticileri. İstihbarat ve güvenlik zaten onun kontrolünde. Veliaht’tan habersiz Riyad’dan Cidde’ye gitmeye cesaret edemeyecek adamlar hepsi.

Peki ya Veliaht’ı zora sokacak yeni deliller dünya ile paylaşılırsa!

Baştan sona cinayetin üstünü örtmeye, birkaç kişiyi kurban seçip Veliaht’ı kurtarmaya dönük bir plan uygulanıyor. Riyad yönetiminin bu noktaya kadar gelebilmesinin sebebi de Türkiye’nin şimdiye kadar dünyaya sunduğu deliller.

Peki ya daha fazlası paylaşılırsa ne olacak? Konuşma kayıtları, varsa görüntüler, konuşmalarda Veliaht’la bağlantıya dair içerik gibi çok daha belirgin kanıtlar paylaşılırsa ne olacak? O zaman Suudi savcı ne diyecek? Bugünkü iddianame o gün çöp olmayacak mı? Hangi tezi, iddiayı öne sürebilecekler?

Bu bir delil karartmadır, itiraf edebileceklerin yok edilmesidir

Suudi savcının iddianamesi tamamen delil karartmadır. Konuşabilecek, itiraf edebilecek olanların idamla yok edilmesi, delillerin ortadan kaldırılmasıdır. Düzmece bir yargılamadır bu. Gerçekler ortaya çıkarılacaksa bu kişiler Türkiye’de ya da bir uluslararası mahkemede yargılanmalıdır.

Neyse ki, deliller Riyad yönetiminin elinde değil. Neyse ki Türkiye’nin elinde. Ve Türkiye bu konuda adım adım, son derece akıllıca bir yöntem izliyor.

Sadece Suudi Veliaht’ı değil, Muhammed Bin Zaid’i de zor günler bekliyor..

Nihayetinde varacağı yeri söyleyeyim: Cinayetin Muhammed bin Selman’la bağlantısı ortaya konulacak. Talimatı onun verdiğinin, azmettirici değil doğrudan emir verici olduğunun bilgileri ortaya konulacak.

Muhammed bin Selman’la, onun da patronu olan BAE’li Muhammed bin Zaid’in bölgedeki bütün kirli çamaşırları bu cinayet üzerinden yavaş yavaş belirginleşecek. Örtülü operasyonları, cinayet şebekeleri, terör fonlamaları, Türkiye içinde ve dışında yürüttükleri karanlık operasyonlar, bu ülkeye yaptıkları kötülükler önlerine konulacak.

Gizli pazarlıklar, Arap sokağında infiale neden olur

Bu sadece bir cinayet dosyası değil. Bu bölgenin geleceği ile ilgili bir meseledir. İki Veliaht üzerinden nasıl bir eksen kurulup bölgesel savaş hazırlıkları yapıldığı öğrenilince Arap sokağının nasıl tepki vereceği meselesidir. Bir süre sonra, bu iki kişinin ABD ve İsrail istihbaratı ile yürüttüğü gizli ajanda ortaya çıkınca nasıl bir infial uyanacağına ilişkin bir meseledir.

Veliaht Muhammed geri çekilip, S. Arabistan’ın gücünü kullanan Muhammed bin Zaid’i yalnız bırakmadan Arap dünyası, Arap coğrafyası birkaç yıl içinde çıkarılması planlanan bölgesel çatışmadan kurtulma şansı bulamayacaktır.

İki Veliaht Arap vatanını pazarlık masasına koydu: Tehlike çok büyük, uyanın!

Tekrar söyleyeyim: Büyük tuzak Suudi Arabistan’a kurulmuştur. O tuzak Basra Körfezi’nde çıkarılacak bir savaşın Suudi Arabistan içlerine taşınması olacaktır. Bu tuzağın iki üstlenicisi Muhammed bin Selman ve Muhammed bin Zaid’dir. Ve bu, çok yakından önümüze konulacaktır.

Arap sokağını, aydınlarını ve vatanseverlerini bu tehlikeye karşı dikkatli olmaya çağırıyorum. Tehlike kapınıza dayandı. Ülkeleriniz, vatanınız pazarlık masasına konuldu. Uyanın!

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
367 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...