logo

02 Mayıs 2019

Bana Batı’yı övmeyin!


Hayrettin Karaman
h.karaman@gmail.com

Bana Batı’yı öven, bazı Avrupa ülkelerinde bakkal dükkânlarının açık ve bekçisiz olduğunu, ihtiyaç sahibinin dükkâna girip alış veriş yapıp parasını açık bir para kabına koyduğunu filan yazan yayan arkadaşlara söyleyecek çok sözüm var, bir yazıya değil, kitaplara sığmaz. Bu arkadaşlara ilk elde ABD ve Avrupa’nın sömürgecilik tarihini, milyonlarca insanın canından, malından, namusundan sorumlu olduklarına dair tarihi gerçekleri okumalarını tavsiye ederim.

Bizde bir adam kılıklı mahlukun, masum insanlara ateş ettikten sonra suyu, sünnettir diye oturarak içtiğini görmüştük ya işte o misal, bu ABD’li ve Avrupalılar faydası kendilerine raci konularda disiplinli davranırlar da sıra başkalarına geldiğinde bugün de İsrail’in ve kendilerinin çıkarları için zayıf devletleri hedef seçerler, insanlarını ayartırlar, bölerler, parçalarlar, birbirine kırdırırlar, her iki tarafa silah satarlar, her iki tarafın yeraltı ve yerüstü zenginliklerini gasp ederler, demokrasi, insan hakları filan derler de bunların yok olduğu, çiğnendiği yerlerde yok edenleri, çiğneyenleri desteklemekten geri durmazlar…

Allah aşkına bunların ahlakından bahsetmeyin, midem bulanıyor! Bunların uygarlığından söz etmeyin, vahşi olasım geliyor!

(Söz gelimi söyledim, benim medeniyetim var, başkasının uygarlığına ihtiyacım yok çok şükür).

Size birazı eski çoğu yeni bazı ABD ve Avrupa mezaliminden örnekler vereyim:

“ABD 17 yıldır yalan söylüyor.” İddia New York Times gazetesinden geldi. Gazete, Amerikalı yetkililerin, Afganistan’da 17 yıldır sahadaki durum konusunda yanlış bilgiler içeren raporlar yayımladığını ileri sürdü. Haberde Amerikan yönetiminin doğru olmayan bilgilerinden örnekler verildi.”

Washington Post Gazetesi, ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve başladığı tarihten bu yana 10 binin üzerinde yanlış veya yanıltıcı iddiada bulunduğunu öne sürdü. Gazetenin haberine göre, Trump 5 bin yanlış ya da yanıltıcı bilgiyi ilk 601 gün içerisinde söyledi. 26 Nisan’da ise bu sayı 10 bini aştı.

Bu yalancıyı zalim Sisi ikna etmiş, Müslüman Kardeşler’i terörist listesine almaya hazırlanıyormuş (Bu konuyu ayrıca yazacağım).

Suriye’de PKK’ya silah veren ABD’dir. Libya’da meşru hükümete isyan edip Trablusgarb’ı bombalayan Hafter’e yardım eden ABD’dir, Mısır’da meşru hükümeti deviren Sisi zalimini destekleyen ABD’dir…

Binlerce teröristi barındıran ve Türkiye’ye iade etmeyen Avrupa devletleridir.

Biraz geriye gidelim:

İnternete girin, “Batı’nın Kanlı Tarihi” yazın, karşınıza ABD ve Avrupa’nın kızarmaz yüzünü yere sürtecek nice tüyler ürperten soykırımlar, köleleştirmeler, işkenceler, zulümler göreceksiniz.

Ermeni soykırımı diye tutturan Fransa’dan örnek:

1917 yılında Çad’ı işgal ettiğinde 400 Müslüman alimi toplayıp kafalarını satırlarla kesmiştir. (Mahmud Şakir, s. 73).

1852 yılında Cezayir’in Ağvat şehrine girdiğinde bir gecede ahalinin üçte ikisini yakarak yok etmiştir.

1960-66 yılları arasında Cezayir’de 17 nükleeer deneme yapmıştır. Kurbanların sayısı 30 ilâ yüzbin arasındadır.

1962 yılında Cezayir’i terk ederken o tarihteki 11 milyon nüfusun sayısınca patlayıcı yerleştirmiştir.

Fransa Cezayir’i 132 yıl işgal etmiş, ilk yedi yılda bir milyon, son yedi yılda ise bir buçuk milyon Müslümanı öldürmüştür. 1830-1962 yılları arasında öldürdüğü insan sayısı on milyon civarındadır.

Fransa Tunus’u 75, Cezayir’i 136, Fas’ı 44, Moritanya’yı 60 yıl Senegal’ı üç asır işgal etmiş ve soymuştur.

Şimdi soruyorum:

Bu ABD ve Avrupa halkı çok ahlaklı ise geçmişte ve bugün yapılan bunca zulme, soykırıma, soyguna, sömürüye niçin başkaldırmıyor, hesap sormuyor, meydanlara çıkıp hakların iadesini istemiyor!!!

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » » » »
Share
655 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...