logo

15 Aralık 2019

Bach olmasaydı herhalde dünya daha sıkıcı olurdu


Mehmet Ocaktan
m.ocaktan@gmail.com

Ünlü org sanatçısı Helmut Walcha diyor ki: “Johann Sebastian Bach, bütün bir evreni gözler önüne serer. İnsan Bach dinledikten sonra, hayatın bir anlamı olduğunu fark eder.”

Bugünlerde tekrar tekrar Bach’ın Brandenburg Konçertosu’nu dinliyorum. Geçmişte de ara ara dinlemiştim, ama şimdi fark ettim ki Bach’ı dinlemek başlı başına bir ayrıcalık. Eğer Bach olmasaydı, herhalde modern müziğin kaybedeceği çok şey olurdu… Büyük dâhinin besteleri bir su gibi akar içinizde, zihninizi güçlü bir fırtınanın içinde adeta oradan oraya savurur, çarpıcı, etkileyici ama yorucu…

Mesela Bach’ın Şakon’u içimizde bir şeyleri yerinden oynatır, sanki dinmez bir hüzne ses verir, kederli ve muhteşemdir. Kalbimizin kapılarını açar ve bir kuş gibi ruhumuzu özgür bırakır…

Müzik tarihinin en çok eser veren sanatçılarından olan Bach’ın besteci olarak dehası, ancak ölümünden uzun yıllar sonra anlaşılabilmiştir. Aradan geçen yüzyılların ardından Bach’ın eserleri yeni modern müzik anlayışlarına yol göstermiştir.

En önemlisi de çok sesli müzik sanatının doruğundaki Bach’ın müziği, kendinden sonra gelen bestecileri derinden etkilemiş olmasıdır. Modern müziğin gelişmesinde önemli bir pay sahibi olan Bach, Armoni ve kontrpuanı bir arada kullanarak müziğin matematiğindeki mükemmelliği keşfeden bir dahidir. Ve diğer sanatçılardan kendisini ayıran en önemli özellik, popülizme sapıp halkın beğenisine boyun eğmeden, hoşa gitme endişesi taşımadan yeni biçimler yaratabilmiş olmasıdır.

Klavyeli çalgılardaki kıvrak doğaçlama yeteneği, aynı zamanda İtalyan ve Fransız müziğine duyduğu ilgi ve de dini ayinlere içten bağlılığı Bach’ın klasik müzik tarihinin en büyük bestecileri arasında yer almasını sağlamada önemli bir faktör olmuştur.

Hiç kuşkusuz Bach müzikal yapısının temeline köklü Alman müzik geleneğini yerleştirmiş, diğer Avrupa ülkelerinin müzik geleneğinin de uzağında kalmamıştır.

Majör müzik tarihi yazımının, diğer sanat tarihi yazımları gibi Öklid’çi geometrinin, Hegelian çizginin lineer sanat tarihçiliğine uyarlanmasındaki payına dikkat çeken Volkan Çağlayan, Bach’ın müziği ile uygarlığın gelişimi arasındaki bağı şöyle değerlendiriyor: “İlkel sözel kültürden kaynaklanan geleneksel müzik ‘adi’ modüler yapısıyla oda müziğine evrilmiş, burada antik çağın matematiksel düşünüşü Rönesans müziğinde tekrardan bilge bir biçimde tezahür etmiş, barok dönemde gelişen İtalyansı müzikal doku, yerini geç barokta karmaşık bir formun ve ezginin birbirine yapıştığı o “yüce” kontrpuan anlayışıyla birlikte Bach’a varmış, Almanya’da Mannheim okulu ile hacimsel olarak genişleyip çeşitlenmiştir. Bu evrimci görüşe göre Bach’ın müziği uygarlığın gelişimi için önemli bir başlangıç olmuş, oradan Beethoven’ın geniş orkestralar için yazdığı senfonilere doğru giden tarihsel süreç insanlığın ve uygarlığın düzeyini adeta tescil etmiştir.” (V. Çağlayan, Müzik tarihi yazımında doğrusal düşünme biçiminin eleştirisi, Evrensel gazetesi)

Hemen belirtmek gerekiyor ki Weimar Saray Orkestrası Bach için bir dönüm noktasıdır. Çünkü İtalyan müziğinin geniş repertuarıyla tanıştığı bu dönemden itibaren Bach’ın eserlerinde dramatik açılışlar, berrak melodik yapılar, enerjik ve ritmik sadelik gibi özellikler görülmeye başlanmıştır. Çok sesli müziğin bugün geldiği noktada büyük payı olan Bach, kendinden önce yaşayan bestecileri özümseyip, öğrendiklerini geleceğe aktarabilmiş nadir müzisyenlerden birisidir.

Bach’ın besteleri Brandenburg Konçertoları, Goldberg Varyasyonları, Si minor Missa, 2 Çile, ve 200 tanesi günümüze kadar ulaşmış 300’den fazla kantatayı kapsamaktadır. Bach’ın müzikteki teknik hakimiyeti, artistik güzelliği ve entelektüel derinliği sayesinde müzikte hep saygın bir yere sahip olmuştur. Ve tabii ki Bach’ın eserleri üç yüzyıldır süregelen dini ve dindışı çoksesliliğin vardığı son noktadır.

(KARAR)

Etiketler:
Share
394 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...