logo

10 Kasım 2019

Atatürk’ü ‘anlamak’


Taha Akyol
t.akyol@gmail.com

Yakup Kadri Karaosmanoğlu bütün ömrü boyunca Atatürk’ün yanında yer alan bir yazardır. Atatürk’ün partisinin de üyesiydi. Hatta 1962 yılında İsmet İnönü’yü Atatürk yolundan sapmakla suçlayarak CHP’den istifa etmişti.

Değerli bir yazardır, eserlerini önemle tavsiye ederim.

Yakup Kadri Atatürk’ü anlayamadığımızı söyler, hatta “anlamamız da mümkün değil”dir! Atatürk Milli Mücadele ile “mazlum milletlere” öncülük etmişti; evet bu doğrudur… Fakat Yakup Kadri’ye göre Türkiye İkinci Dünya Savaşından sonra Batı ittifakını seçmekle “Atatürk’ ilkelerine ihanetimizin en büyüğünü” yapmıştık! (Milliyet, 13 Kasım 1970)

Yakup Kadri 1933’te yazıp 1946’da yayınladığı “Atatürk” adlı kitabında, “hiçbir ittifaka, hiçbir yardıma dayanmaksızın” Kurtuluş Savaşını başarıya ulaştırdığını yazar. (İletişim Yay. S. 85)

Ne dersiniz, bu görüşler doğru mu?

HANGİ ATATÜRK?

Bugün Batı’dan kopmak, Çin-Rusya, Orta Doğu ekseninde dostlar aramak gerektiğini düşünüyorsanız Yakup Kadri’nin yazdıkları size çok doğru gelir.

Değerli şair ve yazar Attila İlhan da “Hangi Atatürk” adlı kitabında emperyalizme karşı “Sultan Galiev” modelinde bir Atatürk anlatır. Hatta Attila İlhan sadece “Gazi” demektedir; Atatürk, Ulu Önder, Ebedi Şef gibi kavramları pek kullanmaz.

Attila İlhan bu kitabında Mustafa Kemal’in konuşmalarından 96 alıntı yapmıştı; bunların 80 tanesi 1919-1923 dönemine aitti. Sonrası?..

Yakup Kadri de Atilla İlhan da kendi “anladıkları” Atatürk’e göre tarihten malzemeler toplayarak kendi Atatürk’lerini anlatmışlardır.

Aslında hemen her konuda, hatta dini konularda da kendi anlayışımızı doğrulayan referanslara itibar ederiz; oradan hareketle olaylara bakarız.

OLAYLARDAN ATATÜRK’E

Türkiye’de siyaset bilimi ve tarih araştırmalarında çığır açan merhum Prof. Tarık Zafer Tunaya başka ve doğru bir metot ortaya koydu. “Devrim Hareketleri İçinde Atatürk ve Atatürkçülük” adlı kitabının ikinci baskısında bu metodu şöyle anlatır:

“Sorulara geniş bir açıdan bakmak gerekliliğine inancım beni yakın tarihimize, Türk Devrimi’ni çevreleyen yurt ve dünya olaylarının incelenmesine götürdü. Atatürk’ün söylediklerinden olaylara değil, olaylardan Atatürk’e geldim. O’na zaman içinde kendisini yaratan tarihsel koşullar içinde yaklaştım.” (İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2002) Diplomamda imzası bulunan merhum hocam Tunaya, kırk yılı aşkın araştırmalar sonunda bu metoda ulaşmıştı.

Tarihi şahsiyetler, hatta bugünkü liderler hakkında zihnimizde bir şablon oluşturup olaylara oradan bakmak çok basit, çok sıradan bir tarzdır. Olayları araştırarak yola çıkmak daha gelişmiş bir metottur.

OLAYLARA BAKALIM

Evet Mustafa Kemal Paşa, Milli Mücadele sırasında anti emperyalist söylemle Lenin’den silah ve altın desteği almış, İslami söylemle başta Hind Müslümanları olmak üzere İslam dünyasının desteğini sağlamıştı.

Fakat, Yakup Kadri ve Atilla İlhan kendi şablonları açısından baktıkları için, mesela 1930’larda Faşist İtalya’nın Balkanlar ve Doğu Akdeniz’de yarattığı tehdide karşı Atatürk’ün İngiltere ve Fransa ile ittifak yapmak için nasıl çalıştığını, o vefat edince Ekim 1939’da imzayı İnönü’nün attığını görmediler.

“Mazlum milletler” mi? Hindistan halkını İngiltere’ye karşı bağımsızlık mücadelesine Atatürk hiç ilgi göstermedi, odaklandığı konu İngiltere ve Fransa ile ilişkileri geliştirmekti. Bu politika Hatay’ı Türkiye’ye kazandıracaktı.

Şimdi, böyle olayları inceleyerek mi Atatürk’e bakalım, zihnimizdeki bir Atatürk şablonuyla olaylara mı? Hangisi ufuk açıcı olur?

‘NUTUK’ OKUMAK

Gazi, 1927’de okuduğu “Nutuk”ta başta Karabekir ve Rauf Bey olmak üzere silah arkadaşlarını Kasım 1924’te muhalefet partisi kurdukları için “en hain dimağlar” diye suçlamıştı.

Abdi İpekçi 1968’de bu meseleyi sorduğunda İnönü “o zamanki şartlar”a bağlamış, “şartlar değiştiğinde başka türlü konuşurdu” diye cevap vermiştir. İnönü kendi anılarında muhaliflere böyle hiçbir suçlamada bulunmaz.

Atatürk ve genelde tarih anlaşılamaz bir mistik muamma değildir.

“Olaylardan hareketle” araştırırsak hem ufkumuz genişler hem anlayışımız.

Ufkumuzu daraltan, zihnimizdeki şablonlardır.

İmparatorluktan Cumhuriyete Atatürk ve arkadaşları ateşle imtihan oldular, muazzam tecrübeler yaşadılar. Okuyalım, anlayalım.

(KARAR)

Yakup Kadri Karaosmanoğlu bütün ömrü boyunca Atatürk’ün yanında yer alan bir yazardır. Atatürk’ün partisinin de üyesiydi. Hatta 1962 yılında İsmet İnönü’yü Atatürk yolundan sapmakla suçlayarak CHP’den istifa etmişti.

Değerli bir yazardır, eserlerini önemle tavsiye ederim.

Yakup Kadri Atatürk’ü anlayamadığımızı söyler, hatta “anlamamız da mümkün değil”dir! Atatürk Milli Mücadele ile “mazlum milletlere” öncülük etmişti; evet bu doğrudur… Fakat Yakup Kadri’ye göre Türkiye İkinci Dünya Savaşından sonra Batı ittifakını seçmekle “Atatürk’ ilkelerine ihanetimizin en büyüğünü” yapmıştık! (Milliyet, 13 Kasım 1970)

Yakup Kadri 1933’te yazıp 1946’da yayınladığı “Atatürk” adlı kitabında, “hiçbir ittifaka, hiçbir yardıma dayanmaksızın” Kurtuluş Savaşını başarıya ulaştırdığını yazar. (İletişim Yay. S. 85)

Ne dersiniz, bu görüşler doğru mu?

HANGİ ATATÜRK?

Bugün Batı’dan kopmak, Çin-Rusya, Orta Doğu ekseninde dostlar aramak gerektiğini düşünüyorsanız Yakup Kadri’nin yazdıkları size çok doğru gelir.

Değerli şair ve yazar Attila İlhan da “Hangi Atatürk” adlı kitabında emperyalizme karşı “Sultan Galiev” modelinde bir Atatürk anlatır. Hatta Attila İlhan sadece “Gazi” demektedir; Atatürk, Ulu Önder, Ebedi Şef gibi kavramları pek kullanmaz.

Attila İlhan bu kitabında Mustafa Kemal’in konuşmalarından 96 alıntı yapmıştı; bunların 80 tanesi 1919-1923 dönemine aitti. Sonrası?..

Yakup Kadri de Atilla İlhan da kendi “anladıkları” Atatürk’e göre tarihten malzemeler toplayarak kendi Atatürk’lerini anlatmışlardır.

Aslında hemen her konuda, hatta dini konularda da kendi anlayışımızı doğrulayan referanslara itibar ederiz; oradan hareketle olaylara bakarız.

OLAYLARDAN ATATÜRK’E

Türkiye’de siyaset bilimi ve tarih araştırmalarında çığır açan merhum Prof. Tarık Zafer Tunaya başka ve doğru bir metot ortaya koydu. “Devrim Hareketleri İçinde Atatürk ve Atatürkçülük” adlı kitabının ikinci baskısında bu metodu şöyle anlatır:

“Sorulara geniş bir açıdan bakmak gerekliliğine inancım beni yakın tarihimize, Türk Devrimi’ni çevreleyen yurt ve dünya olaylarının incelenmesine götürdü. Atatürk’ün söylediklerinden olaylara değil, olaylardan Atatürk’e geldim. O’na zaman içinde kendisini yaratan tarihsel koşullar içinde yaklaştım.” (İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2002) Diplomamda imzası bulunan merhum hocam Tunaya, kırk yılı aşkın araştırmalar sonunda bu metoda ulaşmıştı.

Tarihi şahsiyetler, hatta bugünkü liderler hakkında zihnimizde bir şablon oluşturup olaylara oradan bakmak çok basit, çok sıradan bir tarzdır. Olayları araştırarak yola çıkmak daha gelişmiş bir metottur.

OLAYLARA BAKALIM

Evet Mustafa Kemal Paşa, Milli Mücadele sırasında anti emperyalist söylemle Lenin’den silah ve altın desteği almış, İslami söylemle başta Hind Müslümanları olmak üzere İslam dünyasının desteğini sağlamıştı.

Fakat, Yakup Kadri ve Atilla İlhan kendi şablonları açısından baktıkları için, mesela 1930’larda Faşist İtalya’nın Balkanlar ve Doğu Akdeniz’de yarattığı tehdide karşı Atatürk’ün İngiltere ve Fransa ile ittifak yapmak için nasıl çalıştığını, o vefat edince Ekim 1939’da imzayı İnönü’nün attığını görmediler.

“Mazlum milletler” mi? Hindistan halkını İngiltere’ye karşı bağımsızlık mücadelesine Atatürk hiç ilgi göstermedi, odaklandığı konu İngiltere ve Fransa ile ilişkileri geliştirmekti. Bu politika Hatay’ı Türkiye’ye kazandıracaktı.

Şimdi, böyle olayları inceleyerek mi Atatürk’e bakalım, zihnimizdeki bir Atatürk şablonuyla olaylara mı? Hangisi ufuk açıcı olur?

‘NUTUK’ OKUMAK

Gazi, 1927’de okuduğu “Nutuk”ta başta Karabekir ve Rauf Bey olmak üzere silah arkadaşlarını Kasım 1924’te muhalefet partisi kurdukları için “en hain dimağlar” diye suçlamıştı.

Abdi İpekçi 1968’de bu meseleyi sorduğunda İnönü “o zamanki şartlar”a bağlamış, “şartlar değiştiğinde başka türlü konuşurdu” diye cevap vermiştir. İnönü kendi anılarında muhaliflere böyle hiçbir suçlamada bulunmaz.

Atatürk ve genelde tarih anlaşılamaz bir mistik muamma değildir.

“Olaylardan hareketle” araştırırsak hem ufkumuz genişler hem anlayışımız.

Ufkumuzu daraltan, zihnimizdeki şablonlardır.

İmparatorluktan Cumhuriyete Atatürk ve arkadaşları ateşle imtihan oldular, muazzam tecrübeler yaşadılar. Okuyalım, anlayalım.

(KARAR)

Etiketler:
Share
333 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...