logo

22 Ocak 2019

Atatürkçülük bitti, fakat ticareti zirvede!


D.Mehmet Doğan
m.dogan@gmail.com

Bu sütunda yazdıklarımdan en çok kimler rahatsız oluyor? Yorumlara bakılarak kolayca anlaşılabilir: Atatürkçülük saplantısı olanlar!

Dünkü yazımızda Türkçenin gelmişine geçmişine sövmekten beter bir uydurmacılıktan söz etmiştim. Uygur isminden uygar kelimesi uyduruluyor. Tamamen keyfi bir iş. “Uy” kökü nedir ki -gar eki ile medenî anlamı veriyor? Medenî karşılığı “uygur” deseniz, anlarım. Bize özel bir kelime olur. Uygurluk da o zaman medeniyet olur. Ya uygarlık? Hiçbir halt olmaz!

Bu yıl böyle muhakemesi kıt, ufku dar ve kendini “atatürkçü” olarak niteleyenlerin azma yılı olacak. Çünkü 2019 yılındayız. Millî Mücadele’nin başlangıcının 100. yılında. Daha önce yazdık: Yüzüncü yılda ideolojik “gerçek”lere teslim olmayalım. Hatta bu yılı fırsata çevirelim, yakın tarihi doğru okuma senesine dönüştürelim diye. (“Bu seneyi yakın tarihimizi doğru kavrama yılı ilan etmeliyiz”, başlıklı yazımıza bakılabilir!)

Nelerle karşılaşacağız bu yıl?

Gerçekten belgeli, hakikat temelli tarih çalışmalarının veya bunlara dayanan yorum mahsülü eserlerin başımızın üstünde yeri var. Ya piyasa ne âlemde?

***

Çocukluğumuzda bize ezberletilen bir manzume vardı:

Saat dokuzu beş geçe

Atam Dolmabahçe’de

Gözlerini kapamış

Bütün dünya ağlamış!

Zihni bu tekerlemeye takılmış bir kesimden söz ediyoruz. Bunun bir “dokuzu beş geçe fetişizmi”ne dönüştüğü anlaşılıyor. İlk mektep inkılap tarihi kitaplarından öte yakın tarihle ilgili kitap okuduğu meşkuk bir köşe yazarı Mustafa Kemal kitabı yazıyor. Bir tane mi? Bir seri kitap. Esası Mustafa Kemal, ondan türetilmiş çocuk kitapları ile onlu bir takım.

Atatürk ticaretinin yeni ve arsız bir versiyonu!

Daha önce bu zatın yakın tarihe ilişkin vahim yanlışlarını defalarca yazdık. Ona “câhil” sıfatı az gelir diye, “echel” (en câhil, katmerli câhil) unvanını uygun bulduk. Tık çıkmadı, yanlışlarını düzeltmedi. Neresini düzeltecekti ki? Önce kafayı düzeltmek lâzım. Önce insanda hakikat aşkı, gerçek sevgisi, saygısı olması lâzım. Bu olmadan ve yakın tarihi eleştirel okumadan dönemle ilgili kitap yazmak iddiasındaki biri hiçbir şeyi düzeltmez, yalnızca Atatürk kültcülüğüne malzeme taşır.

Neden?

Bu piyasada rahatsız edici de olsa “doğru” değil, “etkileyici yanlış” revaçta. “Yalan da olsa makbulümdür, yeter ki kafa konforum sarsılmasın!”

Bu revacı zirveye yükseltmek için yeni bir işe girişmişler: 1881 adet kitabı lüks baskılı, ciltli olarak hazırlatmışlar, dokuzu beş geçe 2500’er liradan satacaklarmış!

Yarım asırdır yayıncılıkla haşır neşiriz, yayın piyasası bir böyle rezillik görmedi.

Her ne kadar birilerini rahatsız etse de şunu söylemek zorundayız: Atatürkçülük bitti, fakat ticareti zirvede!

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » » » »
Share
545 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...