logo

07 Ekim 2018

Aşkına ihanet ettiğimiz şehir İstanbul…


Mehmet Ocaktan
m.ocaktan@gmail.com

İstanbul bir medeniyet ve şiir başkenti… Bugün içinde yaşadığımız bu şehri hoyratlığımızla tanınmaz hale getirdiysek de hala en ince değerleri, kültürümüze, şiirimize ilişkin en pırıltılı ışıkları yine onun ruhundan ilham alarak bulabiliyoruz.

Tarihini ve kültürünü yok etmek için adeta elbirliği ile çalıştığımız İstanbul, her şeye rağmen vazgeçemeyeceğimiz bir sevgili. Uzaklardayken hasretiyle yanıp tutuştuğumuz, içinde yaşarken aşkına ihanet ettiğimiz bu şehir, asırlardır adına şiirler yazılan huysuz ama bir o kadar da güzel bir sevgili…

***

Ahmet Hamdi Tanpınar, tarihimizin çok önemli bir dönemine tanıklık etmiş; hayatı boyunca bu şehir üzerine üzerine yazılar yazmış, düşünmüş, farklı bakış açıları ortaya koymuş bir değerimizdir. Hocası Yahya Kemal’den İstanbul’u okumuş, onun kavramlarından ilham almıştır. Huzur romanını okurken İstanbul sokaklarını Tanpınar’ın betimlemeleriyle dolaşmak bu şehrin derin izler bırakan şiirini okumak gibidir…

Kimileri bu şehri bütün kalbiyle yaşamış, kimileri ise hiç görmeden aşık olup şiirler yazmıştır bu şehri. Hanlarıyla, boğazıyla, vapurlarıyla, köprüleriyle ve birçok nadide semtiyle şairlerimizin şiirlerine konu olmuş ve yüzyıllarca sürecek bir aşk ansiklopedisi ortaya çıkmıştır.

Büyük şairimiz Yahya Kemal, “Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!” derken, Necip Fazıl /’’Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; 
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar/ dizeleriyle büyük bir aşkı ölümsüzleştirmişlerdir. Sezai Karakoç da bu aşkın başkentine

/İstanbul ey sevgili şehir 
Dön dön karadan gelen sesime 
Son veren zaman yatırında 
Denizden getirilen biçimine/ dizeleriyle seslenirken, Orhan Veli /İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı/ dizeleriyle katılmıştır.

Aşkın ve şiirin başkenti İstanbul’la ilgili şiiriler yazan şairlerimizin şiirlerinden kısa da olsa dizeleri yeniden hatırlamak eminim hepimize iyi gelecektir.

***

Bedri Rahmi Eyüboğlu/İstanbul deyince aklıma martı gelir
Yarısı gümüş, yarısı köpük/

Cahit Sıtkı Tarancı:

/Yuvası saçakta kalan kırlangıç,
Yavrusu dallara emanet serçe,
Derken camiler üstünde güvercin
Minareler katından geçiyorum
Gökyüzü mahallesi İstanbul’un/

İlhan Berk/İşte kurşun kubbeler şehri İstanbul’dasın
Havada kaçan bulutların hışırtısı
Karaköy çarşısından geçen tramvayların camlarına yağmur yağıyor
Yenicami, Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişler
Hiç kımıldamıyorlar
Ayasofya elleriyle yüzünü kapamış bütün iştahıyla ağlıyor/

Turgut Uyar/Ver elini Haydarpaşa demişiz,
Vapur rıhtımdadır pırıl pırıl/

Ümit Yaşar Oğuzcan/Sana geldim, içim ümitlerle dolu
Beni sarhoş etme İstanbul, ne olur/

Ziya Osman Saba/Seni görüyorum yine İstanbul
Gözlerimle kucaklar gibi uzaktan/

Attila İlhan/Kanatları parça parça bu ağustos geceleri yıldızlar kaynarken
şangır şungur ayaklarımın dibine dökülen
sen eğer yine İstanbul’san/

Oktay Rıfat/İstanbul’un üstüne güneş doğdu,  Çıktı silkinerek gecenin içinden, 
Kız gibi minareleriyle Süleymaniye, 
Sultanahmet, Sultan selim, Fatih camileri./ 

Etiketler: » » » » » » » » » » » » »
Share
577 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...