logo

04 Ekim 2018

Anladığımız dilde ekonomik durumumuz


Kemal Öztürk
k.ozturk@gmail.com

Konunun uzmanları ikiye ayrılıyor:

1. Bilmediğimiz kavramlarla durumun ‘felaket’ olduğunu anlatanlar.

2. Bilmediğiniz kavramlarla durumun ‘kötü olmadığını’ anlatanlar.

Oturup ekonomi çalışsak, bu kavramları öğrensek, durumu netleştirsek diyorum… buna ömür yetmez.

TEFE, TÜFE, Yİ-ÜFE, C-Endeksi, dolarizasyon, kamu borç stokunun milli gelire oranı…

İşin içinden gelin de çıkın.

Sonunda çok eskilerden iyi bildiğimiz bir kavram dün pat diye suratımıza çarptı.

Enflasyon 24.5!

Şimdi anladık durumu. En açıklayıcı cümle bu oldu. Yıllardır unuttuğumuz iki haneli enflasyonu görünce kafamız netleşti.

Peki neden arttı bu kadar?

Yine kafamızın almadığı bir sürü kavram…

‘Manşet enflasyon ile üretici enflasyonu arasındaki fark arttı, stoklama oldu, çekirdek enflasyon paketindeki…’

Allah’ını seven bir ekonomist konuyu anlayacağımız dilde anlatsa da meseleyi çözsek…

Trafik sıkıştığında yolda ortaya çıkan satıcı karşımda.

-Yahu 1 TL olan su, ne zaman 2 TL oldu?

-Abi dolar arttı.

Damacana su da zamlanmış…

E-5 kenarında ayva, nar, kabak satan Eşmeli Yusuf dayı: “Mazota, doğalgaza, elektriğe, gübreye zam geldi. Ne yapayım sen söyle?”

-İki kilo elma ver dayı…

Eskiden bakkala gittiğimizde bir ürünün fiyatı arttığında, ‘enflasyon var’ derlerdi. Hatta marketler aylık enflasyonu hesaplar, otomatik olarak ürünlere zam yapar, etiketleri ona göre değiştirirdi. Hatta hatta kağıt etiketlerle başa çıkamayanlar elektronik etiketle işi çözerdi.

Sanırım yakında ürünlere zam yapıldığında, “abi enflasyon var” demeye başlayacaklar.

Tamam da bizim gibi vatandaşların günlük yaşamlarında karşılaştıkları bu ‘hayat pahalılığı’ (bu kavramı da uzun zamandır kullanmıyorduk) tam olarak ne olacak? Sebebi nedir? Ne zaman bitecek?

Ekonomiyi yönetenler ekonomik savaştan stokçulara, gereksiz zam yapanlardan doların artışına kadar, çeşitli sebepler sıralanıyor. Önlemler, yeni paketler, yeni adımlar atılacakmış…

Bu arada Ankara’da ekmeğe zam yapan fırıncıların zammı bakanlık kararıyla geri alınınca, üretimi durdurmuşlar.

Bizim köydeki fırıncıya soruyorum,

-Zam yaptın mı İbrahim Abi?

‘Yok, ama gramajı düşürdük.’

Sonra aldığı odundan (odun ateşiyle pişiriyor ekmeği) una, mayadan nakliyeye kadar fiyatların nasıl değiştiğini anlatıyor. Değme ekonomistlerden daha iyi açıklıyor durumu.

-Tamam abi, ekmeği dilimlemeden ver.

Kafamız karışık ama durumumuz net: Sokakta her şeyin fiyatı artmış, cebimizden çıkan para çoğalmış. Gelirimiz sabit, lakin dolara çevirirseniz maaşın üçte biri erimiş. En iyisi dolara çevirmemek. İyi de zam yapanlar her şeyi dolara göre çevirerek hesaplıyor!

-Rıza abi çay ne zaman 5 TL oldu?

-Abi bak…

İnce belli bardak kırılıp, un ufak oluyor bu analiz karşısında…

Ekonomik savaş mı var? Bu papaz yüzünde mi oldu tüm bunlar? Amerika el altından bizi çökertmeye mi çalışıyor? Doları bir balistik füze gibi tepemizde mi patlatıyorlar? Yoksa başka sorunlarımız mı var? Her ne oluyorsa durumu net biçimde anlamak için uğraşıyor herkes.

Amerikan şirketleriyle toplantılar, siyaset ve ticaret ayrımı, McKinsey ile çalışmak… Açıklamalar ve yapılanlar rasyonel ama kafalar daha da karıştı. Şimdi yabancı devletlerle, şirketlerle, mahfillerle ekonomik savaş içinde değil miyiz?

Eğer savaş içindeysek bir vatandaş olarak bana düşen nedir? Ne yapmam lazım?

Anladığım tasarruf yapmalıyım. Tamam 5 TL’lik çay içmeyeceğim artık.

Hepimiz üzerimize düşeni yapalım.

Ancak biri de ortadaki durumu, bizim gibilerin anlayacağı dilde, net bir şekilde anlatsın da anlayalım.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » » » » »
Share
1178 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...