logo

19 Ocak 2019

Allah’a sığınıp Tanrı’yı sorgulayan Özkök


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Mehmet Ocaktan “Keşke siyasetin dili daha eğlenceli olabilse” diye içleniyordu dün.

Az eğlenceli buluyor demek ki.

Oysa kara mizah kıvamına çoktan erişti. Karikatürleşti, dahası mı var!

Güldürü dergileri rekabet edemeyip kapanıyor, usta mizahçılar yenik düşüp gülünçleştirmeye yetişemiyor, Zaytung’un hınzır zekası bile başa çıkamıyor, pes etti edecek…

Kafa bulma denemeleri, artık alaya aldıkları gerçeğin yanında sönük, sıkıcı ve yetersiz kalıyor, daha gerçek gibi duruyor hatta.

Gerçek haberi ironi sanmak, birbiriyle karıştırmak olağanlaştı; aslı parodisinin önüne geçti.

Siyasi dil daha fazla nasıl eğlenceli olabilir ki?

Güler gülmez hemen ciddiye bindirmeseler yeter, Ocaktan’ın dileği kabul olmuş sayılır bence.

Fakat baymadan, sıkmadan, bunaltmadan, hoşça vakit geçirtecek siyaset dışı şeyler de okumak istiyorsanız, bir önerim var.

Ertuğrul Özkök’ün “Tanrı’yı Gören Son İnsan” kitabı çıktı. Elden düşürtmeyen cinsten, kıvrak ve sürükleyici.

İmzalayıp göndermiş sağ olsun…

Yine ne muziplikler yapmış, neler karıştırmış diye aldım elime. Daha ilk sayfada karşıma, bana hitaben yazılmış şu allak bullak cümle çıkmasın mı: “Tanrı’ya inanmadan da Allah’ı sevmek mümkün…”

Buyurun burdan başlayın, besmelesi buysa…

Allah ile Tanrı ayrımını bulması epey kolaylaştırmış, alan açmış, elini rahatlatmış Özkök’ün, kabızlık tehlikesinden de kurtarmış.

Sağladığı serbestlik sayesinde, oradan oraya inancın hemen bütün uçurumlarında hoplaya zıplaya kalem oynatabilmiş.

Neredeyse ‘Tanrının varlığı her zaman çok iyi ama etrafındaki kullar kimi zaman kötü’ demeye bile getiriyor. Kurumsal dinler ile Tanrı inancı arasına çizgi çektiği böyle yerler de yok değil.

Fakat kitapta ne anlattığı hakkında tek başına fikir vermiyor.

Doğaüstü psişik deneyimlerden atomaltı parçacıklar dünyasına, pagan ayinlerinden semavi dinlerin amentüsüne, çok tanrılı tapınma biçimlerinden dogmatik kabullere, oradan ta Hadron Çarpıştırıcısı’ndaki bilimsel keşiflere…Yaratılış sırlarının ve Tanrı’nın gizli elinin izini sürüyor.

Önüne bir inanç turizmi haritası serip o mabet senin bu tapınak benim dolaştırıyor okuru.

Gittiği mekanlar ve konuştuğu insanlardan yola çıkarken, Özkök’ün içsel seyahatine de eşlik ediyorsunuz.

İç sesi, her an araya girip tur rehberinin sözünü kesmeye hazır, tetikte bekliyor.

‘Allahualem’ yani ‘ancak Allah bilir’den başka cevabı olmayan çözümsüz ama iç gıdıklayıcı, merak kışkırtıcı sorular soruyor.

Karışık, esrarengiz mevzuları daha da karmaşıklaştıracak sürpriz mumları yakıyor, indirdiği karanlığı aydınlatsın diye muammadan meşaleler tutuyor basamaklara. Sonra çocuk haylazlığıyla üfleyip söndürüyor.

İnancın bütün çıkmazlarına, manastırların tüm labirentlerine girip çıkmak için yanıp tutuşuyor gibi. Fakat uhrevi olmaktan çok egzotik, mistikten ziyade gizemli bir hava hakim hikayelerine.

Sanatçı Ahmet Güneştekin’in kitaba özel çizdiği desenler de bu mitolojik atmosferi pekiştiriyor.

Yitirdiği imanını arayan, kaybolmuş bir mümin arayışıyla başlıyor. Onca kutsal efsane, hurafe, kadim inanış, eski menkıbe ve yeni kuantum masalını ziyaret edip huzuru Allah’ta buluyor sonunda, selamete erdiriyor macerayı.

Aradaki şeytana avukatlık yaramazlıklarını affettirir mi, arkasını sağlama alıp Hakk’a sığınarak Tanrı’yı ve dinleri kurcalamasını unutturur mu, bilemem.

Ama Allah’a sonsuz şükran, sevgi ve bağlılık duygularını bildirerek bitiriyor, şeytana uymuyor. Hüsn-ü hatime izlenimi vererek, iyi sonla noktalıyor final sayfasını.

Siz de çıkarsınız artık kerevetine.

(KARAR)

Etiketler: » » » » » »
Share
465 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...