logo

22 Kasım 2018

AİHM’i bırak stratejiye bak


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Erdoğan’ın da yerli ve milli mahkemelerimizden hakkını alamadığı olmuş…

O da adalet için vaktiyle AİHM’e gitmiş…

Bir değil, iki değil, tam üç kere hem de bu mahkemenin kapısını çalmış…

Düşünce özgürlüğü ve seçilme hakkını engelleyen yargımızı, Avrupa mahkemesine şikayet etmiş…

Lehindeki karar Yargıtay’ca ‘yok hükmünde’ sayıldığında, davasını AİHM’e taşımayı göğsünü gere gere savunmuş…

Siyasi yasağını kaldırtana dek, hak arama hakkını sonuna kadar kullanacağını deklare etmiş…

AİHM’e başvurmasının bir demokrasi ve özgürlük mücadelesi olduğunu, hukuk dışı yollarla önünün kesildiğini zihinlere kazırcasına vurgulamış…

AİHM’in Demirtaş kararına “Bizi bağlamaz” diyen Cumhurbaşkanı’na şimdi bunu hatırlatıyorlar, kendi demokratik mücadele geçmişini.

‘O zaman tanıyordun AİHM’i, şimdi niye tanımıyorsun’ demeye getiriyorlar.

Oysa mevzu başka, anlamıyorlar.

Tutukluluğunu hukuki değil siyasi bulmuş, Demirtaş’ın tahliyesine karar vermiş AİHM.

Fakat içeride hak arama yolları tükendiğinde ne yapılacağı, adalet talebinin ülke dışına taşınıp taşınamayacağı değerlendirmesinden yaklaşmıyor ki Cumhurbaşkanı…

Hukuki değil siyasi olarak ele alıyor meseleyi.

AİHM’in yargılama yetkisini reddediyor gibi görünse de aslında yargısal bir tartışma açmıyor.

Geçmişini unuttuğunu ve tutarsızlığa düştüğünü zannedenlerin kaçırdığı bu.

Aynı endişeden, aynı duyarlılıktan bakmıyorlar, ilkesel değerlendiriyorlar.

Odaklandıkları şey, bu gelişmenin önümüzdeki yerel seçimlere nasıl yansıyacağı ve barındırdığı imkanlar değil.

Hollanda, Almanya, AB ve ABD emperyalistleriyle arayı toparladık; Hans’la George üzerinden kampanya yürümeyeceğini göremiyorlar.

Kime karşı oy kullanmaya çağrılacak bu durumda vatandaş?

Sandığa atılacak oylarla çatlatılacak, patlatılacak düşman kadrosu tam boşalmışken imdada yetişen hızır, AİHM olamaz mı!…

Uluslararası mahkeme, münhal ‘dış güç’ kadrosunu bir anda dolduruverdi.

Şimdi iç rahatlığıyla, bu seçimde taşlanacak şeytanın bulunduğu söylenebilecek.

Vatandaşın huzur-u kalple sandığa gidip bu AİHM hadsizine haddini bildirmesi istenebilecek.

İç işlerimize karışma ve egemenliğimize müdahale cüretkarlığına halkın kızması sağlanabilecek.

Ülkemizin bekasına kasteden bu tehdide en güzel cevabı sandıkta vermek üzere, kızıştırılabilecek millet.

Hukukla alakası yok yani, ilm-i siyaset diyorlar buna.

Erdoğan’ın ‘bizi bağlamaz’ çıkışını doğru zeminde tartışalım o yüzden.

Vatandaşın önüne iki seçenek koyabilecek siyaset. Ve ‘AİHM mi, benim adaylarım mı, seçiminizi yapın’ diye sorabilecek örtülü olarak.

İl ya da ilçe belediyesini kimin daha iyi yöneteceğine bakarak, parti ve adaylar arasında bir tercihte bulunmak zorunda kalmayacak seçmen.

AİHM’le parti adayları arasında bir tercihe yönlendirilebilecek.

Oyunu, nispet olsun diye, AİHM’le kim savaşıyorsa ona verebilecek.

Geçmişi hatırlatanların atladığı popülizm şu; bu zıtlaşmada tarafını seçecekse, kim seçer AİHM’i?

/KARAR)

Etiketler:
Share
365 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...