logo

23 Haziran 2019

ABD, İran’a saldırma cesareti gösteremedi mi?


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Körfez bölgesinde ABD ile İran arasında gerginlik sürüyor. Tabii bu gerginlik sebebiyle birçokları savaş senaryoları üretmeye başlamışlardı. Ancak bizim yazılarımızı takip edenler bölgede yeni bir savaşın fitilinin çekilmesi ihtimalinin çok güçlü olmadığını, ABD’nin tehditlerinin ve bölgeye savaş gemilerini yönlendirmesinin de bir psikolojik savaş olduğunu dile getirdiğimizi hatırlayacaklardır.

Gerginlik bir yandan sürerken, Umman Denizi’nde 12 Mayıs ve 13 Haziran 2019 tarihlerinde yani bir ay arayla, gemilere ve petrol tankerlerine yönelik önemli saldırılar oldu. ABD bu saldırıların tümünden İran’ı sorumlu tuttu. Ancak İran suçlamaları reddederek arka planında ABD ve İsrail’in olduğu iddiasında bulundu. Bu saldırıların oluşturduğu dumanlı hava henüz dağılmadan İran, ABD’nin bölgede keşif yapan bir insansız hava aracını düşürdüğünü açıkladı. Bunu ABD de doğruladı ve İran’a tepki gösterdi.

Bu durum karşısında akla gelen soru: “Acaba İran gerçekten ABD’nin saldırma cesareti gösteremeyeceğini bilerek mi bu aracı düşürdü yoksa savaşı üzerine doğru çekmek mi istiyor?” İkinci ihtimalin söz konusu olabileceğini iddia etmek anlamsızdır. Çünkü İran ambargo yüzünden gerçekten ciddi zorluk çekiyor. ABD ile savaşa girmeye de arzulu değildir. Çünkü kendisi ABD’nin askeri hedeflerine yönelik saldırılar düzenleme imkanına sahip olsa da ABD’nin onun hem askeri hem de sivil hedeflerine saldırma imkanları var ve böyle bir savaş İran’a ağıra mal olur. Buna rağmen nasıl ABD İHA’sını düşürme cesareti gösterebildi? O zaman birinci ihtimal akla geliyor ve Amerikan medyasında yayınlanan bazı haberler de bize fikir veriyor.

New York Times gazetesinin yayınladığı bir haberde Amerikan İHA’sının düşürülmesi üzerine ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’a cevap amacıyla saldırılar düzenlenmesi planını onayladığı ama son dakikalarda kararından vazgeçtiği ifade edildi.

Habere göre saldırıların 21 Haziran Cuma şafak vaktinden önce gerçekleştirilmesi ve İran’ın bazı füze bataryalarının ve radar sistemlerinin vurulması hedefleniyordu. Gemilerde hazırlıklar yapılmış ve uçaklar saldırı için hazır duruma geçmişlerdi. Ama son anda saldırıdan vazgeçilmesi talimatı geldi.

Gazete saldırıdan vazgeçilmesi kararının Trump’ın kendi kararı mı olduğunun yoksa üst kademedeki yöneticilerin lojistik ve stratejik sebeplerle böyle bir karar mı aldıklarının ise bilinmediğini dile getirdi.

Bu hadise ABD’nin İran’a yönelik tehditlerinin biraz içi boş balonlardan ibaret olduğunu ortaya çıkarması açısından önemli bir gelişmeydi.

Biz ABD’nin Irak’a yönelik saldırıda Saddam’ı uzun süre ambargo ile yıpratmasına, savaş gücünü iyice zayıflatmasına rağmen yine de dünyanın ileri gelen güçlerini yanına almadan ve büyük bir koalisyon oluşturmadan tetiği çekme cesareti gösteremediğine daha önce dikkat çekmiştik. İran her ne kadar Rusya ile birlikte Suriye halkının özgürlük mücadelesine karşı verdiği vahşi savaşta epey yıpranmış olsa da ABD saldırısına karşı kullanabileceği önemli bir silah gücüne sahiptir. ABD ise İran karşısında yanına Arap dünyasındaki dikta rejimlerinin dışında herhangi bir destekçi güç alabilmiş değildir. Sanıyoruz İran bu gerçeği gördüğü için ABD İHA’sını düşürme cesareti gösterebildi.

Tahminimize göre ABD İran’a zaman zaman şiddetli tehditlerde bulunsa ve muhtemelen bazı sıcak gelişmeler yaşansa da şimdilik Amerikan yönetiminin tercihi onu ekonomik yönden zayıflatmak için ambargonun etki gücünü artırmak olacaktır. İran’ın bugün Irak’taki siyasi gücü elde etmesinin ve orayı adeta bir arka bahçe haline getirmesinin ABD’nin burayı işgal etmesinden sonra gerçekleşmiş olduğu gerçeğini de gözden uzak tutmamak gerekir.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
236 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...