Son Dakika
2019’u, bugün kapatıyoruz..
2019 kapanırken, bu yıl içinde neler gördük bir özet verelim.
• Daha üç yıl önce.. Başbakanlık koltuğunu terkederken..
“Benden asla vefasızlık göremeyeceksiniz” diyen bir siyasetçinin. Vefasızlığın kralını, rakip parti kurarak nasıl yaptığını yaşadık, gördük.
• “Afrin’den sonra, Münbiç için operasyon, başladı başlıyor” derken..
Aylar geçti, bir türlü bu operasyon başlatılamamış iken..
Birden bire Barış Pınarı Harekatı’na şahit olduk..
Solakların yorumu aynen 2018’deki Afrin gibiydi:
“Gireriz, ama çıkamayız.”
Ulusalcı generaller mi dersiniz.. Amiraller mi dersiniz..
Hepsinin söylemi, “Barış Pınarı Harekatı’nın, Türkiye’yi bataklığa çekmek isteyen ABD’nin planı olduğu” yönünde idi.
Barış Pınarı başlatıldı..
ABD’nin değil, Türkiye’nin kararı olduğu anlaşıldı.
ABD ayak sürttü..
Süre verildi..
PYD’yi geri çekmeye söz verdi..
Büyük oranda da bu geri çekmeyi tamamladı..
• İkircikli oynayanlar, sadece bizim solaklar değildi..
Kendi aralarında müthiş bir rekabet var gibi görüntü sergileyen Rusya, ABD’ye verdiğimiz süre dolar dolmaz, “Bir de bana süre verin” diyerek karşımıza çıktı..
ABD’nin Suriye’de yarım bıraktığı işleri, Rusya üstlenmeye kalkıştı..
Ona da süre verildi..
Süre doldu..
Bugün itibari ile..
Dünya kamuoyunda Türkiye, süper devlet konumundaki ABD ve Rusya’ya, süreler veren, süreleri takip eden, ve o sürelerle ilgili taahhütleri hayata geçirmek için baskı uygulayan bir devlet olarak tarihe geçti.
• Akdeniz’de doğalgaz araştırmalarında yalnızlaştırılmak istenilen Türkiye’nin Libya atağı, ulusalcı generallerin ve Tayyip Erdoğan düşmanı bütün diplomat eskilerinin motorlarını yaktı.
Şaşkınlıklarını, günlerce üzerlerinden atamadılar.
Fransa’nın, İngiltere’nin, İsrail’in ve ABD’nin bile burnunu soktuğu Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz aramalarında devredışı bırakılmak istenilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye’nin karşı atağı, Libya ile anlaşma yaparak geldi.. Bu anlaşma sonucunda, Türkiye’nin Akdeniz’de Libya ile sınırdaş olduğu gerçeği dünyaya hatırlatıldı.
Hemen akabinde, Libya’daki meşru yönetimi devirmek için, bir yandan ABD, diğer yandan Rusya, atağa geçti.
ABD ve Rusya’nın, Türkiye’ye karşı birlikte savaştıkları gerçeği, bir defa daha deşifre oldu.
• 2019’da neler oldu, neler..
Bir yıl öncesinde, “Halkbank Genel Müdür Yardımcısı M. Hakan Atilla’nın ömrü, alacağı cezayı yatmaya yetmez” şeklinde oluşturulmak istenilen algıların tamamı boş çıktı.. Halkbank’a 20 milyar dolar ceza kesileleceği şeklindeki FETÖ’cülerin algı operasyonuna, ulusalcıların nasıl balıklama atladıklarını ve hayallerinin nasıl boş çıktığını gördük.
M. Hakan Atilla, Türkiye’ye döndü.. Devletin vefası devreye girdi.. Tekrar bir kamu görevine getirildi.. ABD karşıtı gibi gözüken solcular, ABD hayranlıklarını dillerinden düşürmeyen hokkabazların hepsi, şaştı kaldılar..
ABD’nin elinde iken, ömür boyu hapis tehdidi altında bile, Tayyip Erdoğan aleyhine tek kelime etmeyen M. Hakan Atilla’nın dik duruşu/vefası ile, Tayyip Erdoğan’ın başbakanlık koltuğuna oturttuğu Ahmet Davutoğlu’nun yeni bir parti kurarak ve saygısızca ifadeler kullanarak Reis’e yaptığı vefasızlık, tarihe not düşüldü..
• 2019 yılında vefat eden İslami medyanın önemli isimlerinden Mehmed Şevket Eygi’nin şahsında, bu ülkede Müslüman insanlara nasıl çamur atıldığını gördük..
Eygi’nin şahsında, dindar kanaat önderlerine, “Özel Harp Dairesi elemanı idi” şeklindeki iftiraların nasıl rahatça isnat edilebildiğini gördük. Neyse ki Mehmed Şevket Eygi, hayatta iken, bu müfterilerin cevaplarını verdi..
Bize de, Özel Harp Dairesi’ni hem kurup, hem dindar insanları bu yapı vasıtası ile hedef gösterip, sonra da “Bizim elemanımızdı” diye itibarsızlaştırmak isteyenlerin gerçek yüzünü tanımak düştü..
• 2019’da daha neler oldu neler..
Haberin kaynağı ile: Talat Atilla..
Haberi yazanı ile: Rahmi Turan..
Haberin yazıldığı gazetesi ile: Sözcü gazetesi..
Haberi doğrulayanı ile: Kemal Kılıçdaroğlu..
Haberi doğrulayanın konuştuğu televizyonu, hatta televizyonun sunucusu ile: Fox TV, İsmail Küçükkaya..
Hepsinin CHP’lilerden oluştuğu bir tartışmada..
Külliye’ye bir CHP’linin gidip, destek istediği haberi, CHP’lilerin elinde kaldı..
Sözcü gazetesinin operasyon amaçlı gazetecilik yaptığı, kendi yazarı Uğur Dündar’ın, “Aynı haber bana da geldi. ‘Bu haberin, CHP’nin genel başkanlığına yönelik bir operasyon’ olduğu düşüncesi ile, bu bilgiyi yazmadım..” dediği halde..
Aynı iddia, aynı gazetenin, başyazarının köşesinde yayınlandı..
Üzerinden aylar geçti..
Ülkeyi yönetmeye aday olduğunu iddia eden CHP, bu operasyonun faillerini bulamadı.. Operasyona destek verenleri, cezalandıramadı..
• 2019’un son günlerinde..
Kanal İstanbul tartışması ile, solakların devrimci değil, olsa olsa statükocu oldukları bir defa daha ortaya çıktı.
“Montrö Sözleşmesi’ndeki avantajlarımız elimizden gider” diye yaptıkları propaganda ile Kanal İstanbul’a ne kadar sudan sebeplerle karşı çıktıklarını gördük, not aldık.
• Ankara Büyükşehir Belediyesi’ndeki rüşvet skandalı, yaşı müsait olanlar için, 1990’lı yılları tekrar yaşattı.
Ankara’da 25 yıl Belediye Başkanlığı yapan Melih Gökçek hakkında, iddia olarak bile ortaya atılamayan 25 milyon liralık rüşvet iddiası, hem de CHP’li bir isim tarafından, CHP’li Başkan Mansur Yavaş için yapıldı.
Lağım patladı..
Midemiz bulandı..
İSKİ-gate olaylarını, Kocaeli’nde baraj skandallarını, solcuların işbaşında olduğu kamu kurumlarında cebe atılan kamu paralarını tekrar hatırladık.
• Ve 2019’da Türkiye’nin son atağı, yerli otomobil oldu.
Solaklar, ona da bir kulp buldular.
“Nesi yerli” dediler..
Yine “İstemezük” moduna geçtiler..
Devrimci değil, yerinde sayma/beceriksizlik/eziklik kompleksi anlamlarında ne kadar muhafazakar bir yapıları olduğunu ispatladılar..
2019’u devirdik..
2015’in sonunda toprağa verdiğimiz Hasan Karakaya abiye, Allah’tan rahmet dileklerimle..
(YENİ AKİT)
Etiketler: Ali İhsan KarahasanoğluYorum yapabilmek için Giriş yapın.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
02 Mart 2020 YAZARLAR
02 Mart 2020 YAZARLAR
04 Ocak 2020 YAZARLAR
03 Ocak 2020 YAZARLAR