logo

26 Aralık 2019

* Erdoğan’dan Tunus sürprizi: Libya’da ateşkes mi, ortaklık mı? Hava sahası mı, hava üssü mü? * Hava, kara ve denizde: Türkiye bütün gücüyle Libya’da olacak.. * “Arap Baharı” Tunus’ta başlamıştı. Libya’dan sonra Tunus’u vuracaklar. * Libya’da yoksak Akdeniz’de olamayız. Bu iç savaş değil, bir çokuluslu Akdeniz kavgası..


İbrahim Karagül
i.karagul@gmail.com

* Erdoğan’dan Tunus sürprizi: Libya’da ateşkes mi, ortaklık mı? Hava sahası mı, hava üssü mü? * Hava, kara ve denizde: Türkiye bütün gücüyle Libya’da olacak.. * “Arap Baharı” Tunus’ta başlamıştı. Libya’dan sonra Tunus’u vuracaklar. * Libya’da yoksak Akdeniz’de olamayız. Bu iç savaş değil, bir çokuluslu Akdeniz kavgası..

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Tunus’a sürpriz bir ziyaret yaptı. Bu ziyaret; Türkiye-Libya arasında yapılan ve Akdeniz haritasını değiştiren anlaşmadan sonra ikinci en kritik adım.

Doğu’da Mısır’ın saldırılarına maruz kalan Libya için, Batı’sındaki Tunus’un tutumu oldukça kritik. Yine Cezayir, Nijer, Çad gibi ülkelerin tutumu, Libya’nın bütünlüğü için oldukça belirleyici.

Cumhurbaşkanı bu ziyaretle; Libya’nın Türkiye için ne anlama geldiğini, ne kadar önemli olduğunu, Türkiye’nin Libya için neler yapabileceğini en üst düzeyde dünyaya ilan etmiş oldu.

HAVA, KARA VE DENİZDE: TÜRKİYE BÜTÜN GÜCÜYLE LİBYA’DA OLACAK..

Erdoğan; Türkiye’nin Akdeniz’de de, Libya’da da geri adım atmayacağını, başladığı işi devam ettireceğini, Libya’da bütün gücüyle var olacağını yine en üst düzeyde gösterdi.

Asker göndermek, kara ve hava birimleri sevk etmek, donanmayı Libya açıklarına nakletmek dâhil, Türkiye Libya’yı Akdeniz’deki büyük güç hesaplaşmasının en önemli kalelerinden biri görüyor. Bütün hazırlıklarını da buna göre yapıyor.

Hafter adında bir terör baronu üzerinden Libya’nın bölünmesine, paylaşılmasına karşı çıkıyor. Ağırlıklı olarak Fransa’nın, ABD ve İsrail adına hareket eden Suudi yönetimi, BAE ve Mısır’ın bu ülkeyi işgal etmesine açık biçimde karşı çıkıyor.

Ülkenin bir terör üssüne dönüştürülmesine, (ki terör örgütleri artık BAE üzerinden yönetiliyor) Akdeniz’e, Orta ve Kuzey Afrika’ya müdahale üssü olmasına karşı çıkıyor.

LİBYA’DA YOKSAK AKDENİZ’DE OLAMAYIZ. BU İÇ SAVAŞ DEĞİL, BİR ÇOKULUSLU AKDENİZ SAVAŞI..

Libya’da olamazsak Akdeniz’de olamayacağımızı, Akdeniz’de olamazsak Anadolu kıyılarını savunamayacağımızı biliyoruz. Doğu Akdeniz enerji kaynakları üzerinden yürütülen bir Akdeniz haritası uygulanıyor ve Türkiye kendi haritasını ortaya koyuyor.

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ile düzenlediği basın toplantısında, Libya’da bir an önce ateşkes ilan edilmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, bu ateşkesin ne kadar zor hatta imkânsız olduğunu biliyor.

Çünkü Libya’daki savaş, merkezi hükümet ile Hafter terör örgütü arasında değil sadece. Libya içi bir savaş gibi görünüyor ama aslında çokuluslu bir savaş bu.

İki taraf anlaşsa bile çatışmaların durması mümkün değil. Bu bir Akdeniz, Avrupa, Kuzey Afrika meselesi ve hemen her ülke burada var.

ERDOĞAN: DAVETE İCABET EDECEĞİZ..

Hafter gibi bir terör baronunun arkasına gizlenen ülkelerin hemen tamamı Türkiye ile de hesap görüyor, bizi Akdeniz’de köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Öyleyse Libya bizim de büyük savunma hatlarımızdan biridir.

Bu yüzden de Erdoğan; “ateşkes” cümlelerinin hemen arkasından “Türkiye herhangi bir davet olursa, davete icabet eder. Adımlarımızı buna göre atarız. Davete icabet ederiz” dedi.

Yani asker göndereceğiz. Meclis’teki tezkere, Libya ile güvenlik anlaşması, olayların seyri bunu kaçınılmaz gösteriyor.

ERDOĞAN TUNUS’TAN NE İSTEDİ? HAVA SAHASI MI, HAVA ÜSSÜ MÜ?

Peki, Cumhurbaşkanı Tunus’u neden ziyaret etmiş olabilir? Elbette Libya konusunda beraber hareket zemini aranmıştır. Tunus’un BAE ve Mısır’la birlikte hareket etmemesi, Hafter’e destek vermemesi bile büyük başarı olur.

Bazı kaynaklar Türkiye’nin Tunus’tan hava sahasının kullanımını istediğini, bazıları da hava üssü ve liman kullanımı istediğini söylüyor. Benzer kaynaklar, Cumhurbaşkanı’nın Tunus’ta Libyalı aşiret liderleriyle görüşmesine de dikkat çekiyor.

Tabi bunlar sadece iddia. Aynı çevreler, Türkiye’nin yakın bir zamanda Libya’ya çok büyük hava operasyonlarına başlayacağını bile iddia ediyor. Bilemiyoruz, bekleyip göreceğiz.

ARAP BAHARI TUNUS’TA BAŞLADI. LİBYA’DAN TUNUS’U VURACAKLAR!

Erdoğan’ın ziyareti, Mısır cunta lideri Sisi ve BAE’nin (Birleşik Arap Emirlikleri) Trablus ve Misrata’yı vurmakla tehdit ettiği, hava ve kara birliklerini Libya’ya taşıdığı, Sudan’dan çeteleri Libya’ya naklettiği, BM tarafından tanınan resmi hükümeti yıkmak için son darbeye hazırlandığı bir dönemde gerçekleşti.

Libya’yı ele geçirmemeleri halinde bu çevrelerin durmayacağını, Arap Baharı’nın doğum yeri Tunus’u da karıştıracaklarını şimdiden söylemek mümkün. Arap Baharı Tunus’ta başladı, Libya’da bitti. Körfez ülkelerine ve Suudi Arabistan’a ulaşamadan durduruldu.

LİBYA’DAN SONRA TUNUS: ARAP BAHARI’NIN İNTİKAMINI ALACAKLAR..

Tunus devrimden sonra sağlam bir demokrasi kurmayı başardı. İç savaştan sonra Libya da bunu başarmak üzereyken hemen Hafter ve terör ordusu sahaya sürüldü. Libya’ya izin verilmedi. Mısır’daki cunta modellemesi şimdi Libya’ya taşınıyor. Başarırlarsa ne olacak, biliyor musunuz?

Arap Baharı’nın intikamını Tunus’tan alacaklar. Ülkeyi Habip Burgiba dönemine döndürmek için Libya’dan beter yapacaklar. Bunu da S. Arabistan, BAE ve Mısır gibi otoriter rejimler üzerinden yapacaklar.

ONLARI TÜRKİYE DÜŞMANI YAPAN İŞTE BU KORKUDUR..

Tunus, Türkiye’ye destek verir de Libya’daki dalga durdurulursa Tunus da kurtulabilir. Diktatörlük dalgasına, otoriter rejimler dalgasına karşı Türkiye ve Tunus çok şey yapabilir.

Onları Türkiye düşmanı yapan işte bu korkudur. Patronlarının korkusu da budur. Türkiye’nin öncülük ettiği yeni ve yerli siyasi dilin bütün coğrafyanın güç haritasını altüst edeceğini çok iyi biliyorlar.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
398 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...