logo

29 Ağustos 2019

Amerikan tezgâhı!


D.Mehmet Doğan
m.dogan@gmail.com

Türkiye’de Amerika, yani ABD düşmanları hızla azalıyor. En aşırı ABD karşıtları son yıllarda Amerikan kuzusu oluverdi! Bizim gençliğimizde şehirlerimizin sokaklarında “Kahrolsun Amerika!” sloganları çınlardı. ABD aleyhdarı bazı grupları bizzat ABD istihbaratının örgütlediği zamanla ortaya çıktı.

Samimi ABD karşıtları kimlerdi? Yine fikirleri, idealleri bu toprağa basanlar!

Suriye meselesinin gelişme seyri her aşamada Amerikan tezgâhını deşifre ediyor. ABD’nin bölgedeki aracı, terminatörü İsrail’dir. İsrail’in bölgedeki varlığı önce İngiliz stratejisinin, şimdi de ABD siyasetinin esasıdır. İki bloklu dünyada bir denge vardı ve İsrail bu denge içinde varlığını sürdürüyordu. Sovyet sistemi çökünce, İsrail’in güvenliği endişesi ABD’yi harekete geçirdi. Filistin konusunda etkili yakın destek Irak lideri Saddam’dandı, uzak destek İran’dan.

ABD önce bu iki gücü çarpıştırdı. Irak savaşı uzun sürdü (8 yıl) ve yenişme olmadan, fakat güçler harcanarak bitti. Ardından Baba Buş’un Irak işgali geldi. Bölgeye demokrasi getirmek için Irak seçilmişti. Neden Suudi Arabistan değil?

Irak’ın ABD öncülüğünde Batı tarafından işgali, medeniyet mirasının tahribi kime yaradı?

Önce İsrail’e yaradı, sonra İran’a. Irak’ın fazla görünür olmayan şiîlik resmi tazelendi ve İran cilâsı ile cilâlandı. Irak’ın kuzeyinde Kürt bölgesi oluşturuldu. Bu esasında Kürtlere ihsan değil, İsrail’e bağıştı. Türkiye ile Irak arasındaki akışkanlık böylece ortadan kaldırılmak isteniyordu.

İkinci kademe Suriye…

Suriye “baharı” başlamadan kısa süre önce vizesiz sınırdan geçip, bugün harp sahası olan beldeleri görerek, Halep’de ve Şam’da konakladıktan sonra Amman’a kadar uzanmıştık.

Ortak coğrafya on yıllar sonra müşterek bir siyasî bütün olmasa bile iktisadî bütün olmak yolunda ilerliyordu. Türkiye’nin Suriye’de, Lübnan’da ve Ürdün’de gücü yükseliyordu. Türkiye’nin bölgede siyasî değilse bile ekonomik ve psikolojik görünümünün bu şekilde değişimi İsrail için en ciddî tehditti. İsrail bölgede büyük askeri güçtü, onunla baş edebilecek tek güç de Türkiye idi. Bu iki gücün hesaplaşması er veya geç mukadderdi.

Bölge ülkelerinin Türkiye’nin yanında saf tutmaları Kudüs ve Filistin üzerinde İsrail operasyonlarını imkânsız kılabilirdi…

Şimdi geriye bakınca, Suriye meselesinin ABD tarafından ve Türkiye’nin gücünü sınırlamak için çıkarıldığını veya tahrik edildiğini düşünebiliyoruz. Bu tezgâhın içine İran’ın, Rusya’nın katılması ABD oyununun bir parçası olmalıdır. Amerika tek başına hareket etse idi, ABD düşmanlığı tavan yapacaktı. İşin içinde Rusya var, hatta İran var. Çoklu bir çatışma sözkonusu görünüyor. Ama ABD planı işliyor.

Şimdi nerede duruyoruz? “ABD-Rusya mutabakatını ihlal eden bir durum var mı?” Sorusunu cevaplamadan şu soruya cevap veremeyiz: “Suriye’nin önümüzdeki yıllarda bağımsız bir ülke olabileceğine emin miyiz?”

Hele hele İsrail’in başını ağrıtacak bir devlet sözkonusu olabilir mi?

ABD Golan’ın işgalini Kudüs’ün başkentliğini işte bu dumanlı havada İsrail lehine çözüyor. İslâm dünyası lal olmuş. Çünkü bu satışta Suudlar ve Mısır da var!

Türkiye ile Arap dünyası arasına ABD himayesinde Irak’da özerk Kürdistan giriyor, Suriye’de henüz belirsiz görünen ABD garnizon devleti projesi var.

Suriye’de savaşanların Kürtler için savaştığına hangi babayiğit beni inandırabilir? ABD orada kendi vatandaşını zayi etmek istemiyor, çünkü onların kanı kıymetli; düşük maliyetli terör örgütü “savaşçı”larını kullanıyor!

Resme dikkatli bakarsak, Türkiye’nin sınırlanmasının, etkisizleştirilmesinin esas mesele olduğu rahatlıkla görülebiliyor. Oyun kurucu, karşı hamlelere göre bazı değişiklikler yaparak hedefine doğru yürüyor. Türkiye oyunu bozmak için içte ve dışta tedbirler alıyor. Şimdiki oyun güvenli bölge…

Müttefik güvenilir değilse, bölge güvenli olabilir mi?

(KARAR)

Etiketler:
Share
363 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...