logo

27 Temmuz 2019

Abbas’ın işgal yönetimiyle anlaşmaları askıya alması


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Filistin’de gündelik hale gelen baskınlar, tutuklamalar, Mescidi Aksa baskınları, işgalci askerlerin veya sivil görünümlü yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik saldırıları gibi olayların yanı sıra son günlerde diğer bazı önemli olaylar da yaşanıyor.

İşgal güçleri Kudüs’ün doğusundaki Sur Bahir köyündeki Vadi’l-Hıms Mahallesi’nde 100 daireden oluşan 16 binayı yıktı. Bu binaların yıkılması sebebiyle de en az yüz aile ve bu aileleri oluşturan dört yüze yakın insan evsiz kaldı. İşgal rejimi Kudüs’te ve Batı Yaka bölgesinde yıkım ve yahudileştirme faaliyetini buraları işgal ettiği tarihten bu yana sürdürüyor. Ancak genellikle birer ikişer veya birkaç bina yıkarak tasfiye işlemini geniş zamana yaymayı tercih ediyordu. Ama bu kez çok sayıda bina ve daireyi bir kerede yıkma cesareti gösterdi ki bunda da tahmin ediyoruz Arap dünyasındaki dikta rejimlerinin işgal rejimine verdikleri desteğin kazandırdığı cüretin önemli rolü var.

İşgal rejimi Sur Bahir’de söz konusu binaları yıkarken, Trump’ın işgal rejimiyle ilişkileri normalleştirme talimatlarını yerine getirmek için büyük çaba harcayan ve adeta Suudi İsrail’e dönüşmeye başlayan dikta rejimini temsil eden Muhammed Suud adında bir aktivist de siyonist işgalcilerin özel davetlisi olarak işgal altındaki Filistin topraklarını ziyaret ediyordu. Bu kişi söz konusu ziyareti gerçekleştirmesinden önce de işgalci İsrail’i çok sevdiğine dair mesajlar yayınlamıştı. Bu kişiye böyle bir rolün ise Trump’ın yahudi damadı Jared Kushner’in yakın dostu testereci veliaht prens Muhammed bin Selman tarafından verildiği tahmin ediliyor. Suud rejiminin İsrail dostu aktivisti Muhammed Suud, Mescidi Aksa’yı da ziyarete kalkıştı ve burada çok sert bir tepkiyle karşılaştı. Bir çocuğun suratına tükürmesi ise gösterilen tepkilerin en dikkat çekeni oldu. Bu olaydan sonra işgal rejimi bazı Filistinli gençlere belli bir süre Mescidi Aksa’ya giriş yasağı cezası verdi.

Filistin’de bu olaylar yaşanırken Lübnan Çalışma Bakanı Kemil Ebu Süleyman, Lübnan’da yaşayan Filistinli mültecileri yabancı işçi statüsüne sokan, bu yüzden onları Lübnanlı işçilere rakip gibi gösteren dolayısıyla çalışma ve iş yeri kurma imkanlarını daha da kısıtlayan bir karar aldı. Bakanın bu kararına dayalı olarak bazı mülteci işçilerin işlerine son verildi. Bazılarının iş yerleri önceden uyarı yapılmaksızın kapatıldı. Filistinli mülteciler buna tepki göstererek uygulamanın durdurulmasını istediler. Kendilerinin yabancı işçi değil yurtlarından zorla çıkarıldıkları için mülteci olarak Lübnan’da bulunduklarını, iş imkanlarının zaten çok dar olduğunu, bu tür kararlarla daha da daraltılmasının haksızlık olduğunu dile getirdiler.

Gerek Arap dünyasındaki dikta rejimlerinin ve ihanetçi yönetimlerin haksızlıkları ve gerekse işgal rejiminin Yüzyılın Anlaşması’na hazırlanması sebebiyle Filistinlilerin gerçekten büyük zorluklar yaşaması karşısında Filistin özerk yönetiminin başkanı Mahmud Abbas da 25 Haziran Perşembe akşamı işgal rejimiyle bütün anlaşmaları askıya aldığını açıkladı. Bu elbette cesurca atılmış bir adımdı ve Abbas’ı buna zorlayan da Filistin halkının tavrıydı. Ancak asıl önemli olan bu açıklamanın pratiğe geçirilmesidir. Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) da Abbas’ın böyle bir karar almasının doğru yolda atılmış bir adım olduğunu ancak bir an önce pratiğe geçirilmesi için yeni adımlar atılması gerektiğini dile getirdi. Bunun için de en başta işgal yönetimiyle güvenlik işbirliğinin sonlandırılmasını ve Filistin’de bir ittifak hükümeti kurulmasını istedi.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
297 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...