logo

06 Mart 2019

İktidardan muhalif medyaya görülmemiş iltifat


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Gün gelecek AK Parti adayları Sözcü’ye konuşacak, sırayla Fox TV’ye çıkacak, Halk TV ekranlarında boy gösterecek deseler kim inanırdı?

‘Kim derdi ki’ nidasıyla başlayan o cümleler hayretlikti, hayal bile edilemezdi, hayata geçti.

Kim derdi ki İzmir adayı Nihat Zeybekçi, Sözcü gazetesini ziyaret edip AK Parti karşıtlığının sembol ismi Emin Çölaşan’la fotoğraf çektirecek, kendini anlatacak!…

Yetmedi, Zeybekçi bir kez de Özlem Gürses’e röportaj vererek Sözcü okurlarına seslenecek, oylarını tekrar isteyecek!…

Kim derdi ki Ankara adayı Mehmet Özhaseki de kervana katılacak, Gürses’in sorularını cevaplayarak okurlarını ikna etmeye çalışacak!…

Kim derdi ki Ankara Yenimahalle adayı Veysel Tiryaki, ekranlarında görücüye çıkarak Halk TV izleyicilerinin desteğine talip olacak!…

Fox TV’nin sabah yayınlarında İsmail Küçükkaya’ya konuk olanları saymıyorum bile. Kimler yok ki…

Hayır, ne işleri var oralarda, başka çıkacak mecra mı bulamadılar, Emin Çölaşan’a mı kaldılar, Halk TV’ye kadar düştüler mi demiyorum.

Takip ediyorum, gayet adil ve önyargısız sorularla ağırlıyorlar Cumhur İttifakı adaylarını. Onlar da ulaşamadıkları toplum kesimlerine ulaşma imkanı yakalıyorlar. Olması gerektiği gibi…

Fakat şaşırıp yadırgayanların da haklı nedenleri yok mu?

Birincisi, iktidar taraftarı medya muhalefet adaylarına aynı şekilde ekranlarını ve sayfalarını açmadığı için…

İkincisi; Sözcü, Halk TV ve FOX sıklıkla iktidar tabanında şeytanlaştırıldığı, hedefleştirildiği, ihanetle suçlandığı, yani dış güçler, şer odakları ve terör koalisyonlarıyla ilişkili gösterilerek ayrımcılığa tabi tutulduğu için…

Üçüncüsü, seçim yorumları için davet edilip buralarda görünme gafletinde bulunan gazetecilere bile kem gözle bakıldığı, acımasızca damgalandıkları, itibarsızlaştırma saldırıları, karalama ve kötüleme kampanyalarına maruz bırakıldıkları için…

Dördüncüsü ve en garibi, ellerindeki o kimseye nasip olmamış medya gücüne, kurdukları ve kontrol ettikleri devasa propaganda tekeline rağmen; iktidar adayları hala ‘satılmış’ diye mimledikleri mecralara ihtiyaç duyduğu için…

Demek ki tek seslileştirmek, aykırı görüş ve eleştirilere kapatmak, borazanlaştırmak, cazgırlaştırmak medyayı medya olmaktan çıkarıyor. İtibarını eritiyor, etkinliğini kırıyor, sunileştirerek güvenilirliğini ve ikna gücünü yok ediyor.

Ötekileştirilen mecralar, seçim zamanı iktidar adaylarının gözdesi oluyorsa başka izahı var mı?

Hormonsuz, gerçek reyting ve reel tiraj burada çünkü. Etkileri sahiciliklerinde, inandırıcılıklarında…

Yakın zamana kadar aynı işlevi Hürriyet, CNN Türk, NTV görüyordu. Onlar da artık yetmiyor olmalı ki Sözcü’ye, Halk TV’ye açılmaya başladı iktidar kampanyası. Mesajlarını iletmek, adaylarını tanıtmak için oraları daha muteber ve işe yarar görmüyorsa neden?

Özhaseki’nin, Gazete Duvar’a “Tayyip Bey izin verirse Mansur Yavaş’la televizyonda tartışmak isterim” dediği, her yerde haberdi dün.

Ses getirmek, dikkat çekmek, hatta sansasyonel yankı uyandırmak için milyar dolarlık medya kartelleri tarafından dayatılmanız ya da pompalanmanız şart değilmiş demek ki.

Mütevazı ama gerçek bir takdim, tek taraflı empoze edildiğiniz sunumlardan çok daha fazlasını verebiliyormuş.

Cazgırlığın güven bunalımı, borazanlığın iflasıdır bu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan dahi “Medyanın değil biz meydanların ne dediğine bakarız” deme gereği duyuyorsa her gün…

Baskın medya gruplarının, ‘biz nerede yanlış yaptık ki tüm sadakatimize rağmen Erdoğan’ın bile itimadını kaybettik’ diye sorma vaktidir.

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » »
Share
529 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...