logo

Ne Maduro ne USA, tam bağımsız Venezuela


İsmail Kılıçarslan
i.kilicarslan@gmail.com

Bir kez daha yekten söyleyeyim. Ben dış politikadan anlamam. Tek bir ilkem vardır söz konusu dış politika olunca: “Dünyanın neresinde bir Amerika varsa, yerim onun tam karşısıdır.”

Daha önce bu açıklamayı okuyan okurlarımdan özür dileyerek bunu bir kez daha açıklamama izin verin. Bence Amerika bir ülkenin değil “kendi aşağılık çıkarları için insanların ölmesini, bir ülkenin mahvolmasını, dünyanın uçuruma sürüklenmesini umursamayan” son derece aptal bir fikrin adıdır. Böylelikle mesela Irak’ta adı Amerika Birleşik Devletleri olan Amerika’ya karşı olmamın yanı sıra adı İran olan Amerika’ya da karşıyımdır. Suriye’de adı BAAS rejimi, İran, ABD, İngiltere, İsrail, Fransa ve Rusya olan Amerikalara da karşıyımdır. Doğu Türkistan’da adı Çin olan Amerika’ya da karşıyımdır.

Burada anlaştıysak yola başka yerden devam edelim.

Venezuela konusunda aradığım cümleleri sevgili Ercan Yıldırım ağabey kurdu: “Maduro ülkesini kötü yönettiyse Amerika’ya ne? 3. Dünya sosyalizmleri neoliberalizmi haklılaştırmaktan, meşrulaştırmaktan başka bir işe yaramıyor. Kapitalizm kriz demek, 3. Dünya sosyalizmleri pür kriz. Küba’da olduğu gibi halkın temel tüketim ihtiyacını karşılayamazsan ABD-kapitalizme kurtarıcı rolü verirsin kendi elinle!”

Aradığım cümleler bunlardı ama bir şerh düşmesem olmaz. Venezuela’nın bugün bu halde olmasının sorumlusu tek başına Venezuelalı yöneticiler ya da 3. Dünya sosyalizmi değil elbette. Vahşi kapitalizm, Chavez’den bu yana bir çeşit laboratuvar çalışması yaptı Venezuela’da. Fakat tabii “Çavizm”in insanlara getirdiği sefalet de bu sürecin hızlanmasına yaradı. Bir çeşit çember yani…

Gelin, iki yıla yakın Güney Amerika’da görev yapan ve Türkiye’ye şu yakınlarda dönen değerli dostum Murat Zelan’ın “Küçük deliğinde kıvranıp duruyorsun Maduro” başlığı ile Yeni Şafak’ta yayınlanan yazısına göz atalım birlikte: “Sadece yakın komşusu Kolombiya’da bile aşağı yukarı 1 milyon civarında Venezuelalı göçmen var. Ve bu göçmenlerin ekseriyeti, son birkaç yıl içinde Kolombiya’ya gelmiş durumdalar; bu insanlar, o Venezuelalılar “Çavizm”den kaçıyorlar. Ayrıca, Venezuela’da sadece birkaç aydan bu yana devam eden sokak gösterileri dolayısıyla yüzden fazla insan hayatını kaybetti. Ülkede ilaç bulunamıyor, gıda bulunamıyor, marketler yağmalanıyor… Enflasyon bir ara yüzde 800’lere çıkmıştı, şu anda yüzde 500’ler civarında… Dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip bir ülkenin bu hale düşmesini sadece, ‘çünkü emperyalist güçler petrole konmak istiyorlar’ saptamasıyla yorumlamak da yeterli değil.”

Haksız mı Murat Zelan? Değil elbette. Bir paragraf daha okuyalım mı birlikte: “Başta ABD olmak üzere Batı, Venezuela’nın zengin petrol rezervlerine konmak istiyor, doğru. Venezuela Küba’nın en büyük destekçisi, Venezuela ile beraber Küba’nın da icabına bakmak istiyorlar, bu da doğru. Venezuela kontrol altına alınırsa, Karayip bölgesi büyük ölçüde kontrole alınmış olacak, bu da doğru. Maduro’ya karşı başkaldıran muhalefet partileri, Amerikan güdümünde hareket ediyorlar, bu da doğru. Fakat doğrulanmayan, görülmeyen, doğrulanmaya ve görülmeye yanaşılmayan kaskatı bir gerçek daha var. O da, adını bir önceki başkan Hugo Chavez’den alan “Çavizm”in de Maduro’nun elinde ülkeyi hızla bataklığa sürüklediği gerçeğidir. Romantik yaklaşım şimdi de Hugo Chavez’den sonra “Çavizm”i aşırı şekilde uygulayan Maduro’nun günahlarını da örtüyor.”

Şimdi burada duralım ve şunu düşünelim. 3. Dünya sosyalizminin getirdiği sefalet ile vahşi kapitalizmin getirdiği sefalet arasında sıkışıp dünya halkları için bir çare var mıdır?

Vardır ama uzun ve meşakkatli bir yoldur.

İdeolojilerin midelerine yapışmış parazitler olarak ülke yönetmek yerine “halkın refahı” üzerinden düşünmek mümkün olduğunda görülecek ki her bir ülke kendi zenginliği ile kalkınabilir. Her ülke kendine yetebilir. O yüzden yazının başlığı “Ne Maduro ne USA, tam bağımsız Venezeula” oldu.

Ne 3. Dünya sosyalizmi ne vahşi kapitalizm! Ne sağcılık ne solculuk! Ne ırkçılık ne halkların kardeşliği! Halk üzerinden, halk için, halkla birlikte ve sürekli halktan yana iktidarlar kurtaracak ülkelerini bu sefalet sarmalından.

Yine de günün sonunda pratik Venezuela örneği üzerinden konuşmam gerekirse elbette Trump denen dingilsizin başaramamasını, o darbeyi yapamamasını istiyorum. Ve elbette Venezuela halkının tam yanındayım. Maduro’dan ve Amerika’dan aynı anda kurtulmaları için de dua ediyorum onlara.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » »
Share
582 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...