logo

05 Aralık 2018

Kaşıkçı cinayeti ve Mb Selman İsrail için ne ifade ediyor?


Bülent Orakoğlu
b.orakoglu@gmail.com

Dünyanın en büyük 20 ekonomisinin liderlerinin katıldığı Arjantin’in ev sahipliğinde gerçekleşen son G-20 liderler zirvesi vahşi bir cinayete kurban olan Kaşıkçı’nın gölgesinde başladı. Zira Kaşıkçı’nın ölüm emrini veren Suudi Arabistan Veliaht Prensi MbS de zirveye katılanlar arasındaydı. Veliaht Prens MbS zirveye Trump ve Netanyahu’nun verdiği destek ile katılmıştı.

Zirve öncesi ziyaret ettiği Mısır, Tunus ve zirve sonrası ziyaret etmeyi planladığı Cezayir ve Moritanya gezileri ‘’Arap ülkeleri liderliğinin’’ devam ettiğine yönelik bir algı ve imaj operasyonu ile Kaşıkçı’da kaybedilen meşruiyeti kazanma amaçlıydı. Ancak zirvede normal protokol ile karşılanan MbS Kaşıkçı cinayeti ve Yemen’deki kadın çoluk çocuk demeden yapılan katliamlar ve insani dram nedeniyle Arjantin halkınca ‘istenmeyen’ adam ilan edildi. Arap ülkelerinin lideri olduğu iddiasına karşın zirve öncesi ziyaret ettiği Mısır ve Tunus’ta zirve sonrası ziyaret edeceği Cezayir ve Moritanya’da halkın sokaklara dökülerek MbS aleyhine protesto gösterilerinde bulunması Suud Veliaht Prensi MbS’yi zor günlerin beklediğinin bir işareti gibiydi. Üstelik Arjantin’de Suudi Veliaht MbS hakkında ‘İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) yaptığı suç duyurusu üzerine Prens’in kaldığı otelden apar topar tutuklanma korkusu ile Suudi Arabistan Büyükelçiliği’ne sığınması da suçluluğun verdiği açık bir tepkiydi. Arjantin’de yasalar başka ülkelerde işlenmiş insanlık suçları hakkında hukuki işlem başlatılmasına imkan tanıyor

TAHT KAVGASI MI?

Reuters haber ajansı, Suudi Arabistan’da kraliyet ailesinin bazı mensuplarının Cemal Kaşıkçı cinayeti sonrası Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın tahta çıkmasını engellemek istediklerini iddia etmiş ve haberini adları açıklanmayan kraliyet ailesine yakın 3 kaynağa dayandırmıştı. Prens Selman’ın Arjantin zirvesi dönüşünde Kaşıkçı cinayetiyle başlangıç fitili ateşlenen bir taht kavgasının ortasında kendisini bulacağı ve bu süreçte Kaşıkçı cinayetine ilişkin farklı delillerin ortaya saçılabileceği öngörülüyordu. Nitekim Orta Doğu’nun kiralık katili” olarak anılan BAE Veliaht Prensi Mb Zayed’e bağlı çalışan Muhammed Dahlan, Kaşıkçı cinayetinde Suudi Prens Muhammed bin Selman’ı temize çıkarma planı için kullanılmayı kabul etmeyince Dubai’de saldırıya uğradı. Suudi bir kaynak, Dahlan’ın boynunun kırık olduğunu ve hastanede olağanüstü koruma altında tutulduğunu belirtti. Aynı kaynak, Dahlan’ın kimseyle görüştürülmediğini ve önümüzdeki günlerde bu konuda şok gelişmeler yaşanabileceğini ileri sürdü.

Bazı güvenilir kaynaklara göre, Veliaht Prens Muhammed’e karşı muhalefet cephesi oldukça güçlü. Kral Selman bin Abdülaziz sonrasında yaşanacak taht değişiminde, kardeşi Prens Ahmed bin Abdülaziz’e Kraliyet ailesi içindeki desteğin yüzde 95 boyutunda olduğu iddia ediliyor. Daha önce bir haber sitesinde yayınlanan bir analizde de Prens Muhammed’e karşı yapılanan muhalefetin Kral Selman sonrası geçiş dönemine hazırlık olarak yapıldığı belirtilmişti.

HAREKETLENMEDEN HABERDAR MI?

Veliaht Prens, Kraliyet ailesinin bazı üyelerinin kendisine karşı bir darbe düzenleyebileceği korkusuyla, ülke içindeki askeri birlikleri yeniden konuşlandırdı. Veliaht Prens, askeri birlikler arasındaki kaydırmayı, geçen hafta başladığı yurt dışı programından hemen önce gerçekleştirdi. (G-20 Zirvesi öncesi)Ülkede tüm gücü kendi elinde toplayan Veliaht Prens’e karşı, Cemal Kaşıkçı cinayeti sonrasında Kraliyet ailesi ve kabileler arasında artan hoşnutsuzluk ve alternatif arayışının güçlendiğine yönelik haberlerde artış dikkat çekmişti. Prens Muhammed geçen Şubat ayında Suudi ordusunun üst kademelerinde değişikliğe gitmişti. Veliaht Prens geçen hafta bölgedeki müttefikleri Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır dışında Tunus’u kapsayan ve G20 Zirvesi’ni de içeren ziyaret programına başlamıştı. Program, Prens Muhammed’in bozulan uluslararası imajını düzeltme amacı taşıyordu. Prens’in programına başlamadan önce, ülkenin doğusu ve batısındaki eyaletlerde bulunan askeri birliklerin bir kısmını, kendi yokluğunda gerçekleşecek bir darbeye karşı önlem amacıyla başkent Riyad’a konuşlandırdığı belirtildi.

TRUMP VE NETANYAHU VELİAHT PRENS MB SELMAN’I HARCAR MI?

İsrail ve AİPACK lobileri, Suudi Arabistan, BAE ve Amerika istihbaratı el birliğiyle Kaşıkçı’nın ölüm emrini veren Veliaht Prens Mb Selman’ı Kaşıkçı cinayetinden aklamak için aşırı ve ciddi bir çaba içindeler. Özellikle İsrail ve AİPACK lobileri Selman’a karşı büyük bir öfke duyulmasından dolayı endişe içinde Mb Selman’ı koruma amaçlı Kaşıkçı cinayetini uluslar arası kamuoyunda unutturmak amacıyla gündemi değiştirmek için Türkiye’yi terör destekçiliğiyle, ’Kaşıkçı’yı da Usame Bin Ladin’e, Hamas’a, DEAŞ’a yakın radikal İslamcı bir terörist müttefiki olarak suçlayıp yaftalamaktadırlar. Bu konuda aşırı bir çaba içindeler. Ancak, “Kaşıkçı cinayeti veya Veliaht Prens İsrail için ne ifade ediyor, Veliaht Prens’e neden bu kadar değer veriyorlar?” sorularının cevaplarını bulmamız lazım. Haaretz yazarına göre öncelikle “İsrail bölgedeki stratejik konseptlerini Suudi Arabistan merkezli, Suudi Arabistan istinatlı olarak hazırlamış bulunuyor. Bu nedenle Suudi Arabistan veya Mb Selman’a gelecek bir zararın İsrail’in bölge ile ilgili plan ve önceliklerini altüst edebileceği endişesi taşıyorlar. İkinci olarak Kaşıkçı’nın katlini Mb Selman emrettiyse bile şüpheliye yumuşaklıkla muamele edilmelidir. 50 senedir İsrail ile önemli bir anlaşmaya imza atmayı onaylayacak anahtar bir Arap lider için dua ettik. Böyle bir lider nihayet geldi.” Haaretz yazarı ayrıca, Selman’ın uzaklaştırılması çağrısının ‘yıkıcı’ olacağını ifade etmişti.

Siyonizmin bölgesel çıkarlarına hizmet eden bir hain Müslüman bir devletin lideri olabilir mi?

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » »
Share
522 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...