logo

‘Vahiy ve peygamberlik ‘


Mustafa Çağrıcı
m.cagrici@gmail.com

Bu başlık, 29 Mayıs Üniv. Kur’an Araştırmaları Merkezi (KURAMER) tarafından Prof. Dr. Yusuf Şevki YAZUZ’un editörlüğünde yeni yayımlanmış bulunan çok yazarlı bir kitabın adı. Üç bölümden oluşan eserin ilk bölümünde “İslâm öncesi dönemde vahiy ve peygamberlik”, ikinci bölümünde “İslâm’da vahiy ve peygamberlik”, üçüncü bölümde de “Batı felsefesinde vahiy” konuları işlenmiş.

Esere yazdığım “Sunuş” yazısını -küçük değişiklikler yaparak- sizlerle paylaşmanın yararlı olacağını düşündüm.

***

Kur’ân-ı Kerîm’i mümkün olduğunca murad-ı ilâhîye en uygun bir şekilde anlamak için öncelikle ilâhî vahyin mahiyeti, insanlığa ulaşması ve hitap tarzıyla ilgili belli bir bilgi ve fikir altyapısının oluşması gerektiği açıktır. Bu sebepledir ki, KURAMER’in yürüttüğü araştırma projelerinin temel bölümleri arasında, dinin özüyle ilgili olan “varlık, bilgi ve insan” ile “vahiy ve peygamberlik” konuları da bulunmaktadır. KURAMER, ilk konuya dair Kur’an’ı Anlamanın Fikrî Arka Planı: Varlık Bilgi İnsan başlıklı kitabı 2017 yılında yayımlamıştı. İşte Vahiy ve Peygamberlik başlıklı kitap onun devamı ve tamamlayıcısıdır.

Kur’an’ı anlamada “vahiy” ve “peygamberlik” bilgisi neden önemli?

Çünkü ilâhî din -başta İslâmiyet, Hıristiyanlık ve Yahudilik gibi kitabî dinler- vahiy ürünüdür; insanoğlu o dini vahiy yoluyla öğrenmiştir. Yani Yüce Allah, din ve dünya hayatımıza dair mesajını ve muradını, çoğunlukla bir aracı (mesela Kur’an’ı Cebrâîl/Cibrîl) vasıtasıyla ya da doğrudan, özel olarak seçtiği, ‘resûl’ ve/veya ‘nebî’ (peygamber) adını verdiği elçisinin kalbine indirmiş yahut ilham etmiştir. Peygamber de aldığı vahyi zapt edip, duyurması gerekenlere duyurmuş; böylece Allah’ın mesajının peygamber vasıtasıyla insanlığa iletilmesi süreci tamamlanmıştır. Bu nedenle, ilâhî dinleri anlayabilmek için “vahiy” ve “peygamberlik” kavramları üzerine yoğunlaşmak gerekmektedir. Diğer bir anlatımla bir kutsal kitabı, dolayısıyla onun içerdiği dinî bildirimleri, bilgileri, haberleri, buyrukları ve hepsini birlikte ifade eden “din”i anlamak için önce “vahiy ve “peygamberlik” kavramlarını anlamaya ihtiyaç vardır. Bu anlama çabası, dinin dayandığı merkezî kavramlardan olan “vahiy ve “peygamberlik” hakkında genel bir tasavvur verecektir. Bu tasavvur olmadan din anlaşılamaz.

Öte yandan, “vahiy” ve “peygamberlik” kavramlarını ve sonuçta ilişkili oldukları kutsal kitabı, onun içerdiği dini doğru anlamak için bir adım daha atarak, bu iki kavramı ait oldukları dinî kültürdeki anlamlarıyla, kendi semantik dünyaları içinde kavramak gerektiğine dikkat çekmeliyiz. Bu açıdan -sözgelimi- Hıristiyanlık kültüründeki “vahiy ve “peygamberlik” tasavvuruyla Kur’an’ı, İslâm’ı ve Hz. Muhammed’in konumunu anlama çabası kesinlikle yanlış sonuçlara götürecektir. Oryantalistlerin İslâm, Kur’an ve Hz. Peygamber hakkındaki yanlış değerlendirmelerinin önemli bir kısmı buradan kaynaklanmaktadır.

***

Vahiy ve Peygamberlik başlıklı kitapta, her biri alanın seçkin uzmanlarınca yazılmış on altı bölüm bulunmaktadır. Bunlar dikkatlice okunduğunda değişik din, kültür, mezhep ve felsefelere, özellikle de Kur’an ve Sünnet’e ait “vahiy ve “peygamberlik” tasavvurları hakkında toplu bir bilgi ve fikir edinmek mümkün olacaktır. Bu birikimin, en başta Kur’ân-ı Kerîm’i doğru anlamada önemli bir imkân oluşturacağına; dahası, genel olarak dinlerin kutsal kitapları, bu kitapların taşıyıcıları olan peygamberlerin özellikleri ve misyonları hakkında zengin bir bilgi temeli ve bütüncül bir bakış açısı geliştireceğine inanıyorum.

Nitekim geçmişte de İslâm âlimleri ve düşünürleri, Kur’an’ı doğru anlayıp doğru yaşamak için ihtiyaç duyulan konularda zengin bilgiler üretmişler ki, bu bilgiler içinde Müslümanlarda doğru bir vahiy ve peygamberlik tasavvuru oluşturmaya yönelik olanlar önemli bir yer tutar.

(KARAR)

Etiketler:
Share
382 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...