logo

* 31 Mart, CHP için tarihi bir hezimete dönüşebilir. * “Kılıçdaroğlu Projesi”nin ikinci ayağı uygulanıyor. * CHP artık bir ulusal güvenlik meselesidir.


İbrahim Karagül
i.karagul@gmail.com

Evet, 31 Mart yerel seçimleri CHP için tarihsel bir çöküşe yol açabilir. Görülmemiş bir hezimetle sonuçlanabilir. Cumhuriyet’in kurucu partisi özelliğini ebediyen kaybettiğinin tescili olabilir. Merkeze oynayan siyasal düşüncesinin tasfiyesi gibi bir sonuç ortaya çıkabilir.

Türkiye Cumhuriyeti aklını, devlet aklını, millet hassasiyetini kaybettiğinin, artık sadece bir marjinal cephe partisi olduğunun, HDP yerine ikame edildiğinin, Türkiye’nin milli aklı ve ana omurgası yerine çokuluslu cephede konumlandırıldığının ilânı olabilir.

Projenin ikinci ayağı: CHP artık Türkiye partisi değil

1 Nisan sabahı CHP savrulduğu o yerden bir daha asla çıkamayacaktır. Türkiye’yi, milleti, vatanı, yüzlerce yıllık siyasi aklı ve genetiği reddedip, bu ülkeyle hesabı olanların eline geçen, bu ülkenin siyasi tarih hesaplaşmasında yerli olanın dışına savrulup oradan Türkiye’yi vuran bir siyasi yönelişten söz ediyoruz.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına getirilmesi bir projeydi. CHP’yi Türkiye ekseninden çıkarma projesiydi. Şimdi bunun ikinci adımı atılıyor. 31 Mart yerel seçimleri bunun göstergesi olacak.

Eksen’den çıkarılan CHP’nin Türkiye için değil, Türkiye ile hesaplaşmasını izleyeceğiz. Bu ülkeye yabancılaşanların hatta onunla hesaplaşanların eline geçen CHP’nin, ülke ile mücadelesini göreceğiz.

Onlar seçime değil, büyük hesaplaşmaya hazırlanıyor

Yerel seçimler için aday tercihlerine bakınca bu açıkça görülüyor. PKK’lı, DHKP-C’li, AB denetiminde, ABD denetiminde, ne kadar Türkiye düşmanı örgüt varsa onların kontrolünde insanları aday listesine alan bir siyasi partiyi kim böyle konumlandırıyorsa, bir büyük hesap var demektir.

Biz bu hesabın ne olduğunu biliyoruz. Bu hesabın yüzlerce yıllık siyasi genetiğe bayrak açmak olduğunu görüyoruz. Yeniden din, ezan, bayrak, vatan düşmanlığını içinde barındırmanın ne anlama geldiğini biliyoruz.

Tarihin akışına ters bir durum

Tarihin akışına ters bir durum var. Millet yükselirken, devlet yükselirken, tarih dönüşürken milli olana karşı “çokuluslu” bir senaryonun içinde yer almanın ne anlama geleceğini biliyoruz.

15 Temmuz’da bir deneme yaşadık. Bir sonraki hamlede neler yaşanabileceğini, kimlerin hangi senaryonun içinde yer alabileceğini, bunun “CHP Projesi” ile ne alakası olabileceğini anlıyoruz. Yüzlerce HDP’li veya PKK’lıyı listesine alan, bunu, kendi tabanını bile rahatsız edecek şekilde kararlı biçimde yapan, PKK’dan oy isteyen, adayları ezanla dalga geçen bir siyasi partiden söz ediyoruz. Geleneksel CHP’liler bunlara ne diyor, gerçekten merak ediyorum.

CHP bir güvenlik meselesidir artık. Bunu herkes görecek..

29 Aralık 2017’de CHP’nin “Ulusal Güvenlik Meselesi”ne dönüştürüleceğini yazdım. CHP projesinin nerelere uzanacağına dair gözlemlerimi paylaştım. Bugün geldiğimiz nokta burasıdır. Yine 29 Ocak 2019’da; “CHP’yi yöneten gizli akıl kim? Artık CHP diye bir siyasi kimlik yoktur” başlığı altında şunları not etmiştim:

CHP’nin adaylarını kim belirliyor? Akıl hocaları kim? Kim bu gizemli merkezler? Aday isimleri hangi önceliklere göre belirleniyor? Türkiye’nin çıkarlarını mı, toplumsal beklentiler mi, AB çıkarları mı, ABD’nin ülkemize yönelik gelecek kurguları mı, para/çıkar ilişkileri mi?

CHP, İyi Parti ve HDP (PKK)’yı aynı cephede toplayan, bütün silahlı ve silahsız örgütleri CHP çatısı altında gizleyen akıl kimin aklı, hangi gücün aklı? İYİ Parti’nin milliyetçileri HDP’ye mi oy verecek? CHP’li vatanseverler PKK’nın siyasal kanadına mensup adaylara mı oy verecek?

Bu kadar birbirine zıt kimlikleri tek bir çatışmacı cephede toplayan irade yerli değil. Kesinlikle değil. Bu kadar örgütü ve cepheyi tek çatı altında toplayan o irade, CHP adaylarını da büyük oranda belirliyor demektir. Hangi HDP’li’nin CHP’den nerede aday gösterileceğini, hangi toplumsal çatışma izi bırakacak ismin nerede öne çıkarılacağını belirliyor demektir.

Onları bir araya getiren kim?

Bu “çatı” hiçbir şekilde Türkiye’nin merkezinden beslenmiyor. Tamamen çokuluslu bir akıl bu ittifakı da, adayları da belirliyor, öne çıkarıyor. Gezi olaylarında, 17-25 Aralık’ta, 15 Temmuz’da etkili olan el, burada da etkili. ABD istihbaratından Alman istihbaratına, CHP’nin öncülüğünü yaptığı ittifakta her ülke var, sadece Türkiye yok.

Türkiye’nin kurucu partisini Türkiye ekseninden çıkarıp ideolojik çatışma örgütüne dönüştüren irade ile İYİ Parti ve HDP’yi (PKK) tek cephe haline getiren irade yeni bir siyasal dalga, çatışma dalgası oluşturma peşinde. Türkiye’nin kurucu partisi aklını da merkezini de kaybetti.

Türkiye’nin ana omurgası ile, siyasal genetiği ile, Türkiye’ye karşı dışarıdan yönetilenler arasında bloklaşma netleşmiştir. Ülkemizin içinde bulunduğu en ciddi siyasi kimlikleşme budur.

CHP diye bir akıl yoktur, “çokuluslu” akıl vardır..

Türkiye’yi kaynaştırıp büyütme, güçlendirme düşüncesi ile hırpalama, zayıflatma, dışarıdan operasyonlara açık hale getirme cephesi netleşmiştir.

Artık CHP aklı diye bir akıl yoktur, çokuluslu akıl vardır. Artık CHP siyasi aklını tamamen kaybetmiş, Türkiye ekseninden çıkarılmıştır. Artık sırtını millete, kendi tabanına değil, örgütlere ve çokuluslu çevrelere dayayacaktır. Artık CHP, bundan sonra Türkiye’ye ateş edecek, Türkiye karşıtı blokta operasyonel amaçla kullanılacaktır.

Milletin ferasetini, siyasi genetiği küçümsemeyin

1 Nisan sabahı bunu göreceğiz. Belki, Türk siyasi tarihinin en kritik sonuçlarından biriyle karşılaşacağız. Tabii, CHP ile birlikte hareket eden İYİ Parti ve Saadet’e bunun nasıl yansıyacağını da düşünelim.

Unutmayın, tarih dönerken, Türkiye yükselişe geçerken, milli devlet aklı ve millet feraseti yüz yıl sonra yeniden ayağa kalkarken oluyor bunlar. Kim bilir, belki de CHP’nin siyasi ömrü bitmiştir.

Kimse milletin ferasetini küçümsemesin, kimse tarihi siyasi genetiği küçümsemesin…

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » » » »
Share
769 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...